menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yangınların çaresi kamulaştırma

273 9
05.07.2025

Ormanlarımız, yüreğimiz, ciğerimiz yanıyor.

Hatay, Manisa, Antalya ve İzmir... Alevler bir harita üzerinde ilerler gibi yayıldı. İzmir’in dört bir yanı; Menderes, Ödemiş, Çeşme, Buca... alevlere teslim.

Özellikle İzmir’de şiddetli rüzgârın da etkisiyle yangınlar günlerdir söndürülemiyor. Her yangında olduğu gibi bir suçlu aranıyor. Ancak biz suçluyu uzaklarda değil, sistemin içinde aramalıyız.

İzmir valisi yaptığı açıklamada yangınların çoğunun elektrik tellerinden kaynaklandığını söyledi. İzmir’in elektrik dağıtımını yapan Gediz Elektrik, bu iddiaya ilişkin somut veri olmadığını açıkladı. Daha önce açıkta bırakılan elektrik kabloları nedeniyle hayatını kaybeden yurttaşlarımızı ve Gediz’in defalarca gündeme gelen ihmallerini unutacak da değiliz.

Ancak bu, yaşadığımız diğer felaketler gibi çok daha büyük bir resmin sonucudur.

Yangınlar yalnızca bir kıvılcımla başlamıyor. Asıl yangın, yıllardır kamu hizmetlerinin özel şirketlere devredilmesiyle başlatıldı.

Bu zihniyete göre: “Özelleştirme= Kâr” ve “Kamu yararı= Zarar”

Elektrik dağıtımı gibi kritik hizmetler yıllardır özelleştiriliyor. Özelleştirme ihalelerinde firmalara, “bakım-onarım yapma”, “altyapıyı yenileme” gibi zorunluluklar yüklense de bu yükümlülüklerin denetlenmediği bir ülkede yaşıyoruz. Çünkü denetim maliyetli, cezalandırma ise siyasi risk taşıyor. Ve bizler her yaz, bunun bedelini ağaçlarla, canlarla ödüyoruz.

Eş dost, hısım akraba ceza alacağına ağaçlar yansın diye bekliyoruz. Kâr amacı güden şirketlerin kamu hizmeti sunması mümkün müdür? Hele Türkiye gibi denetim ve cezalandırmanın olmadığı bir ülkede...

Bu soruya yanıt arayanlardan biri olan siyaset bilimci David Harvey, “kamusal hizmetin piyasaya teslim edilmesinin doğrudan halkın zararına işleyeceğini” söyler. Türkiye’deki elektrik dağıtım firmaları bunun en net örneğidir. Yatırım ve bakım gibi zorunlulukları “maliyet” olarak gören bu şirketler, sadece kâr hanesini büyütmekle ilgileniyor. Oysa bu “maliyet”, bugün Ege kıyılarında yanmakta olan bir ormanın kaderini belirliyor. Sadece orman yanmıyor, suyuyla hayvanıyla oksijeniyle bütün bir ekosistemi kaybediyoruz.

Üstelik bu şirketler, kazançlarını artırırken bir yandan da vergi........

© Cumhuriyet