menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Susturulmuşlar kulübü peşindeler!

23 32
14.04.2025

İktidar ve demokrasi ilişkisi her zaman tartışmalı olmuştur. Bu ilişkinin, dijital çağla birlikte yapay zekâ, sosyal medya devlerinin iktidar hırsına ortaklıkları derken aradaki sınır çizgisinin bulanıklaştığını da söylemek mümkün. Ancak tarih boyu süren tartışmada en basit haliyle katılımcı demokrasinin kuralları üç aşağı beş yukarı belli; sadece sandık ortaya koymanın yeterli olmadığı, ifade özgürlüğünün, toplumsal örgütlenme hakkının da sağlandığı bir uzlaşı kültürü sistemi. Yani anayasal haklar çerçevesinde eleştiri ve protesto hakkının demokratik, hukuk devleti temelinde garanti altına alınması.

Peki, bir iktidar yurttaşın demokratik haklarını kullanmasından, protestolardan neden korkar? Acaba sürdürdüğü politikalara yönelik seçmenin desteğini yitirdiğini bildiği, baskıyla bunu saklamaya çalıştığı için mi, yanlış politikaların faturasını ödememek için mi, bir kere iktidara geldim, bu koltuğu daha da bırakmam zehrine kapıldığı için mi, demokrasi araçtı, amaç seçimle gelip-giden değil, devletin kendisi olmak hedefi için mi?.. Tarih, bu soruların yanıtlarına ışık tutan pek çok acı, ders veren örnekle dolu.

Ülkemizde ise son gelişmelere bakıldığında hak, hukuk, adalet konusunda ciddi bir erozyon yaşandığı ortada. İktidar, muhalefet kelimesini imkânı olsa hayatımızdan çıkarmak ister bir görüntüde. Tahammülsüzlük sınırı, eleştirileri duymaktansa ses yükselten herkesi susturmaya kadar varacak gibi. Öyle ki protestolara katılan, TOMA önünde dans eden bir........

© Cumhuriyet