menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Köy Enstitüleri geleneği

18 10
18.04.2025

17 Nisan, Köy Enstitüleri’nin kuruluş yıldönümüydü. Hasan Âli Yücel’in milli eğitim bakanlığı döneminde başlayan enstitü geleneğinin 85. yaşını kutladık. Üniversiteli ve liseli gençlerin ayağa kalktığı bugünlerde; bu örnek eğitim modelini anmak, anlamak ve tüm yönleriyle kavramak önemlidir.

Köy Enstitüleri’nden yetişen rahmetli ozanımız Nebi Dadaloğlu, Anadolu ağzıyla yazdığı dizelerinde ne de güzel anlatır enstitülerin öyküsünü: “Bentler çekildi, gayalar söküldü yerli yerinden / Yarasalar uçamaz oldu, guzgunlar döndü havada / Bir yıldız çavdı, bir yıldız çavdı, yüceden yüce / Hasanoğlanda, Ortaklarda, Pulurda, Cılavuzda!..”

Günümüzde eğitim alanında büyük sorunlar yaşanıyor. Eğitim adeta bir yazboz tahtasına dönüşüyor. Araştıran, sorgulayan, çağdaşlığı yakalayan kuşaklar yerine, biat kültürüne yaslanan kuşaklar yetiştirilmesi tercih ediliyor. Bu durum, eğitimde gericileşmeyi ve hemen her bakımdan geride kalmayı da beraberinde getiriyor. İşte bunun içindir ki, Köy Enstitüleri örneğini hiçbir zaman unutmamak ve her daim anmak, anımsamak gerekiyor.

‘17 Nisan Ateşi’ isimli araştırmamızın da yer aldığı, 35 yıl önce yayımlanan ‘Kır Çiçekleri’ isimli kitabımızda; şöyle anlatmışız enstitüleri: “Ve gerçekten bozkırlar şenlendi. Okumaya, öğrenmeye susamış yoksul Anadolu çocukları, karanlıkları yara yara bir araya geldiler. El ele tutuşup horona, halaya durdular. Anadolu’nun göbeğinde bir ateş yaktılar. Her enstitünün açılışıyla daha bir büyüyen, güçlenen; karanlıkları aydınlığa dönüştüren bir ateş. 17 Nisan ateşiydi bu, Köy Enstitüleri ateşiydi!..” (Kır Çiçekleri / Denemeler - Kültür Yazıları / Mehmet Şakir Örs / Ozan Yayınları -1990)

Köy Enstitüleri’nin dayandığı temel eğitim felsefesini en güzel ifade eden tanımlama ‘üretim içinde eğitim’ kavramıdır. Hasan Âli Yücel’le birlikte Köy Enstitüleri’nin kurucusu olan o dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, Köy Enstitüleri’nin temel ilkelerini şöyle açıklıyordu: “Köylerin kültürel ve genel hayatlarında ileri bir seviye yaratabilmek yalnız klasik anlamdaki öğretmenle mümkün olmaz. Köy hayatı bir bütün olarak ele alınmaz da şimdiye kadar olduğu gibi yalnız klasik kültür bakımından işlenmek ve bu vasıta ile bir ilerilik yaratılmak istenirse, bu çalışmadan olumlu bir sonuç alınmaz.”

Yücel’in ve Tonguç’un eğitim yaklaşımları ile şekillenen Köy Enstitüleri deneyimiyle, ülkemizde uluslararası eğitim alanında da örnek alınan bir eğitim modeli yaşanmış ve hayata geçirilmiştir. Bu ilginç eğitim modeli, Birleşmiş Milletler........

© Cumhuriyet