İklim krizi, kuraklık ve yeni yasa
İklim krizinin sonuçları, hayatın her alanında giderek daha çok hissediliyor. Bu konu ihmal edilemeyecek ve ertelenemeyecek önemli bir sorun olarak toplumun önünde duruyor. Toplam suyun yüzde 74’ünün tarımsal sulamada kullanıldığı ülkemizde, sorun tarımı da doğrudan etkiliyor. Sorun yalnızca Ege ile de sınırlı değil, başta Adana yöresi olmak üzere diğer bölgelere de uzanıyor.
İktidarından muhalefetine siyaset kurumunun tüm bileşenleri, konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları, ilgili uzmanlık birimleri ve en başta da tarım kesimi; iklim sorununu başat gündem maddesi yapmak durumundadır. Sorun ertelenemeyecek ölçüde büyük ve ivedidir. Bizim bir ayağımız tarımda ve üreticiler arasında olduğu için, sorunu alabildiğine yaşıyor ve içselleştiriyoruz.
Özellikle kuraklık ve susuzluk sorunu büyüyor. Ege Bölgesi de bu sorunlardan olumsuz etkileniyor. Hemen hemen Ege’deki bütün ovalarda ve havzalarda, kuraklığın yarattığı olumsuzluklarla karşılaşılıyor. Artık klasik eski vahşi sulamanın da terk edilmesi gerekiyor. Çiftçi - Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, vahşi sulamanın ve elektrik santrallarının çok su harcadığına dikkat çekiyor.
Aydın Valiliği, 2025 yılı sulama sezonunda Büyük Menderes Havzası’nda tarım alanlarının ancak yüzde 50’sine su verilebileceğini, bu nedenle üreticilerden kuru tarıma yönelmelerini istedi. Bu karar, başta ziraat odaları olmak üzere çiftçi kuruluşlarının tepkilerine yol açtı. Aydın Ziraat Odaları Koordinasyon Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, Aydın’ın afet bölgesi ilan edilmesini istedi.
Susuzluk ve kuraklık, elbette yalnızca çiftçileri ilgilendirmiyor. Bunun tarımda ve üretimde yaratacağı olumsuzluklardan tüketici olarak herkes etkilenecek. Tarımsal gıda üretimi daha zor, sıkıntılı ve maliyetli hale gelecek. Tarımda üretim azalacak.
Bu olumsuzluklar hepimizin hayatını olumsuz etkileyecek. Tarımsal gıda ürünlerinin fiyatları daha da artacak. Büyük kentlerde yaşayan dar ve sabit gelirli yurttaşlarımızın gıdaya erişimi daha da zorlaşacak. Üstelik önümüzdeki dönemlerde sorun daha da büyüyecek.
Uzun süredir hazırlıkları yapılan iklim yasası, TBMM genel kuruluna geliyor. Konuyla ilgili olarak İzmir’de açıklama yapan Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) sözcüleri, yasa teklifinin iklim krizini önlemeye yönelik olmadığını ifade ettiler. Yasanın iklimden çok ticaretle ilgili olduğuna dikkat çeken yaşam savunucuları, yasanın geri çekilmesini istediler.
Biz de iklim yasasının öncelikle insan ve doğa odaklı olması gerektiğini düşünüyoruz. Yasa konusunda, başta çevre kuruluşları........
© Cumhuriyet
