menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İçimiz yanıyor!

40 1
06.07.2025

This is a modal window.

Beginning of dialog window. Escape will cancel and close the window.

End of dialog window.

Her yaz meydana gelen orman yangınları, yaşadığımız bir trajediye dönüştü: Binlerce hektarlık ormanlık alanlar, koca bir milli servet, içlerindeki börtü böcekle birlikte gözlerimizin önünde günlerce söndürülemeden cayır cayır yanıyor. Yangınları söndürmede kamu kurumları donanımsız, yetersiz, çapsız, liyakatsiz ve çaresiz! Yangınların çoğunun, zamanında önlem alınmadığından ya da yandaş özel elektrik şirketlerine dağıtılan elektrik hatlarından kaynaklandığı ifade ediliyor. Yandaşsan, kamu kurumu yöneticisiysen bir de siyasi olarak atanmış bakansan, asla hesap vermiyorsun bu ülkede!

Üstelik yanan kimi ormanlık alanlar, bir süre sonra rant alanları oluveriyor ve buralara turistik tesisler konduruluyor. Bugünlerde, memleketin zeytinlik alanlarını ve meralarını maden sahalarına dönüştürebilmek için yapılan bir düzenleme de Meclis’te görüşülüyor. Maalesef, muhalefet partilerinin itirazlarına Meclis’te kulak veren yok. Teklifi imzalayan milletvekilleri bile konuyu tam olarak bilmiyor. Yaşanabilir bir çevreyi ve doğayı savunan sivil toplum örgütlerine, bilim insanlarına ve akademisyenlere de aldıran yok. Varsa yoksa yeni rant alanları yaratılıyor ve birileri zengin edilmeye çalışılıyor.

Şairin dediği gibi, “Diyelim ki, Biz öldük, siz kaldınız. Diyelim ki, Kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar. Diyelim ki, Ateş olup küller üfürdünüz memlekete. Baktınız, Kalmamış yakacak tek bir ağaç, Sönmeyen ocak, Akacak........

© Cumhuriyet