Ekonomide güven sorunu
Türkiye’de ekonomi yönetimi, geçmişte emek, sendikal örgütlenme ve kamucu politikalar karşıtı olan 24 Ocak Kararlarını, 12 Eylül askeri darbesiyle daha kolay uygulama olanağı bulmuştu. Küreselleşmeyi ve neoliberal politikaları öngören 24 Ocak Kararlarının önemli ayakları; devletin ekonomideki ağırlığının küçültülmesi, KİT’lerin özelleştirilmesi, başta tarım olmak üzere çeşitli sektörlerdeki üretimi destekleyici sübvansiyon ve teşviklerin azaltılması, döviz kurunun devalüe edilerek dalgalı kur sistemine geçilmesi, sermaye hareketlerinin ve dış ticaretin serbestleştirilmesi, gümrük vergilerinin azaltılması ve ihracatın desteklenmesi olarak belirlenmiştir.
İhracata dayalı olarak kurgulanan bu ekonomik büyüme modeli, sonraki iktidarlar döneminde de uygulanmaya çalışılmıştır. Uygulanan neoliberal politikalarla birlikte Türkiye’nin ekonomik yapısında ve üretiminde köklü değişiklikler meydana gelmiş, üretimin ithalata bağımlılık oranı giderek artmıştır.
Türkiye, bu süreçte yurtiçine ek olarak yurtdışı krizlere de açık hale gelmiştir. Üstelik, toplumda gelir ve servet dağılımı bozulduğu için ekonomik ve sosyal eşitsizlikler derinleşmiştir. Yurtdışı kaynaklı 1990 Körfez Krizi, 2008-2009 yıllarında ABD’de yaşanan “sub-prime” ipotek krizi gibi gelişmelerden etkilenen Türkiye, yurtiçinden kaynaklı olarak da 2001 krizi, 2008-2009 krizi ve 2018- 2020 (Covid-19’un da etkilediği) krizleri gibi birçok ekonomik sarsıntı yaşamıştır. Bu krizlerin tümünde, içeride ve dışarıda yatırım........
© Cumhuriyet
