menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Depremi beklerken

20 1
27.04.2025

Daha 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını saramadan 23 Nisan günü, İstanbul, 6.2 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Ardından da artçı depremler gelmeye devam etti. Tek tesellimiz can kaybının olmaması ama özellikle İstanbul için ciddi bir uyarının geldiğini kabul etmemiz gerekiyor. Aslında şimdiye kadar Türkiye’nin deprem riskiyle ilgili çok yazıldı ve çok konuşuldu. Peki gereği yapıldı mı? Deprem öncesi ve sonrası için hangi önlemler alındı? Konuyla ilgili birçok yerbilimci, jeoloji mühendisi ve uzman hoca, bilimsel ve teknik değerlendirmeler yapıyor. Profesör Naci Görür, “Millet olarak fay ve deprem olacak mı olmayacak mı konuşmayalım. Bizim için önemli olan depreme dirençli kentler yaratmaktır. Depremleri minimum hasarla atlatalım. İnsanlarımız ölmesin. Bilim insanlarına saygılı olalım ve bilimin tarafında duralım” diyor.

Çünkü ciddi bir İstanbul depremi hiçbir şeye benzemeyecektir. 16 milyonluk nüfusa sahip İstanbul, Türkiye ekonomisinin yüzde 31’ini kapsıyor, Türkiye finansının merkezi. İhracatın yüzde 50’si İstanbul’dan yapılıyor. Can kaybıyla birlikte uğranan ekonomik yıkımın altından kalkmak mümkün olmayacaktır. Ülkeyi yönetenler ise Samuel Beckett’in ünlü “Godot’yu Beklerken” tiyatro oyunundaki Estragon gibi unutkan oluyorlar ve eylemsizliklerine yenilen bu oyunun kahramanları gibi ne zaman geleceği belli olmayan ve kimsenin tanımadığı Godot’yu beklemeye başlıyorlar.

Jeolojik........

© Cumhuriyet