menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Biri ‘çözüm’ mü dedi?

71 27
15.05.2025

PKK’nin yaptığı “kongre açıklaması”, Türkiye’nin çetin ve çok katmanlı Kürt sorununu yeniden en öne çıkardı. Silahlı mücadeleyi sonlandırma, siyasal zeminde çözüm arama, ilk bakışta umut verici bir barış çağrısıdır. Ancak açıklamanın içeriği dikkatlice “okunduğunda” birçok soru akla takılıyor.

Açıklamanın kritik kavramı “demokratik toplum”, ilk bakışta umut verici görülebilir. Ancak eleştirel bir yaklaşım, onun adeta herkesin içine kendi arzusunu yazacağı bir boş gösterge olarak planlandığını düşündürüyor.

Örneğin, “demokratik toplum” hangi üretim tarzına dayanıyor? Özel mülkiyetin, sermayenin ve piyasaların yeri ne? Sınıflar ortadan kalkıyor mu, yoksa yalnızca kimliklerin temsiliyle mi yetinilecek? Bütün bu sorular yanıtsız bırakıldığında, “demokratik toplum” kavramı, yalnızca bir retorik süsü haline gelerek devletin yeniden yapılanmasına dair elit düzeyde bir pazarlığın zeminini döşemeye başlıyor.

Bu noktada bir başka temel gerilim devreye giriyor: Siyasal İslamın ekonomik krizi derinleşiyor, muhalefeti ilk kez halkla ve emekçi sınıflarla buluşmaya başladı. Toplumsal desteği hızla eriyen rejim ömrünü uzatmak için yeni ittifaklar arıyor. Bu arayışla geçmişte bir çok kez kandırdığı Kürt siyasi hareketine yeniden dönüyor.

Türkiye’de siyasal İslam’ın rejimi, salt güçler ayrılığını tasfiye eden bir başkanlık sistemi değil, aynı zamanda devletin, toplumun........

© Cumhuriyet