Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?
Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?
Bildirinin ses tonu Türkiye’yi barışa götürecek ve bedeli çok ağır ödenmiş yılları geçmişte bırakacak bir durum yansıtmıyor. Türkiye Cumhuriyeti ve onun milyonlarca vatandaşı ile empati kurmaya çalışmayan, tersine Cumhuriyetin en hassas kuruluş dönemi metinleri ve duyarlılıklarını hiçe sayan, kendisini sözde barış masasına egemen bir tavırla oturtmaya çalışan küstah bir dil var ortada.
41 yıldır süregelen acıların, katliamların durmasını isteyen bir örgütün, böyle bir metne “Önder Apo” diyerek başlamasını yadırgasak da benzerini telaffuz eden Bahçeli’yi hatırlayınca şaşırmıyoruz. Ama “Kaynağını Lozan ve 1924 Anayasası’ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı”... “PKK katı Kürt inkârının ve buna dayalı imha siyasetinin, soykırım veya asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi”... “Yürütülen yüzyıllık soykırım politikalarındaki sorumluluklarını görerek...” tarzında, kuruluş senedimiz olan Lozan’ı karalamaya girişmek, farklı bir Cumhuriyet tarihi ve geleceği oluşturmaya kalkışmak, ne devletimize ne TSK’ye ne de Türk halkına yakışacak “soykırım ve imha” yalanlarını, dünya basınına ve siyaset ortamına Türkiye aleyhine bir malzeme olarak sunmak, sözde silah bırakan hiçbir grubun ağzına alabileceği ithamlar ve karalamalar değildir. Bu ağır provokasyonların haklılık payı olsa Türkiye’de onca Kürt kökenli........
© Cumhuriyet
