Suçun üstünü örten cüppe
Cumhuriyet, ayrıcalıkların reddedildiği rejimdir. Onu savunacak savcının cüppesi imtiyaz üretiyorsa ne yapacağız?
Okullara gidiyor, genç gazetecilere mesleği anlatıyorum. Ancak ne yalan söyleyeyim, “Muhatabına sorun” dediğimiz evrensel gazetecilikteki yanıt hakkının, bugünün Türkiye’sinde “Olmasa da olur” haline geldiğini görüyorum. Yanlış anlamayın, “Böyle olmalı” diye düşündüğüm için değil. Yargıya dert anlatmaktan kurtulmak için.
Hayır, meşhur bilirkişi röportajından gözaltına alınan gazetecileri tekrar anlatmayacağım. Ya da Murat ile Timur’un, yanıt hakkı verdikleri yasadışı bahis tutuklusunun şikâyetiyle, az kalsın tutuklanması konusuna girmeyeceğim.
Bu kez mesele başka.
Şöyle anlatayım...
H.Ç. Kilis Adliyesi’nde halen görev yapan bir savcı. Fakat onu haber haline getiren başka özellikleri de var.
Bir, AKP’nin eski Şehitkamil ilçe başkanı olması.
İki, İlçe başkanıyken trafikte tartıştığı bir adamı silahla vurması.
Üç, FETÖ’nün hâkim ve savcı adaylarını yargıya soktuğu ortaya çıkan ve 15 Temmuz sonrası KHK ile kapatılan Müdafaa Demokrasi ve Hukuk Derneği’ne 31 Mart 2016’ya kadar üyeliğinin devam etmesi.
Dört; Bir Cumhuriyet savcısı olarak sosyal medyada, iktidara övgü, muhalefete sövgü mesajları paylaşması.
Barış Pehlivan, 7 Ekim 2022’de gazetemizde bu olayı somut olgulara dayanarak yazdı. Elbette haber değeri vardı. Zira adam vurmuş, FETÖ’nün yargı derneği üyeliği yapmış, eski ilçe başkanı bir savcı; habercilikte tam da “insanın köpeği ısırması” denen türde, olağandışıydı. En azından öyle sayılmalıydı. Öyle ya, Türkiye derecesi yapmış yargı adaylarını eften püften........
© Cumhuriyet
