Karanlıktan Işığa; Andrea Bocelli'nin Evrensel Yolculuğu
Genelde adettendir, röportaj odasından çıkan kişiye hemen sorulur: “Nasıl geçti?”, “Huysuz muydu?”, “Sorulara yanıt verişi doyurucu muydu?” gibi...
Odaya girdiğimde ayaktaydı. Yardımcıları beni Andrea Bocelli’ye yönlendirdiler. Elimi uzattım ve sıktığında kendimi tanıttım. İlk sözü şu oldu:
“Yakında İstanbul’da bir konserim olacak.”
Zaten, Luciano Pavarotti’den sonra opera sahnesinin emanetini yine bir İtalyan olan Bocelli aldı. Ve doğrusu, bugüne kadar bu görevi kusursuz bir şekilde sürdürüyor. Andrea Bocelli piyano çaldı, hukuk okudu ve barlarda çalıştı. Sonrasında Pavarotti'nin demo kasetini dinleyince hayatını değiştirmeye karar verdi. Ve müzik dünyasına adını altın harflerle yazdırdı.
Bir dönem, meslektaşları Placido Domingo ve José Carreras ile yeni bir üçlü oluşturulması fikrine,“Luciano Pavarotti’ye haksızlık olur,” diyerek katılmamıştı. Bu duruşu, opera dünyasında saygıyla karşılandı.
Andrea Bocelli’nin bir hastalık sonucu, sonradan görme yetisini kaybetmiş olduğunu biliyoruz. Yine de tanrıya her zaman şükrettiğini dile getiriyor. Ayrıca, dünya çapında verdiği konserlerden kazandığı paranın büyük bir bölümünü başkanı ve onur üyesi olduğu hayır vakıflarına bağışlıyor.
Elbette, birçok sanatçı bunu........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon