TARIM VE TİCARETTE ZOR ZAMANLAR
Son üç aylık dönemde, birbirini takip eden üç büyük ölçekli zirai don felaketi yaşandığını unutmamak gerekiyor. Şubat ayında Adana, Mersin ve Hatay başta olmak üzere güney bölgelerimizde yaşanan ilk sıkıntıyı takiben Mart ayı içerisinde Ege bölgemizde don hadisesi yaşanıyor. Asıl büyük darbeyi ise 10-12 Nisan sürecinde yaşanan ve tüm bölgelerimizi etkisi altına alan felaketin vurduğu anlaşılıyor. Dünyada bir numaralı ihracatçı konumunda bulunduğumuz başta kayısı olmak üzere, fındık ve üzüm, incir, elma gibi meyvelerde büyük kayıp yaşandığı ortaya çıkıyor. Hasar tespit çalışmaları devam etmekle beraber, sert çekirdekli meyve kategorisindeki rekolte kaybının p’ leri aştığı ifade ediliyor. İlk resmi beyanlara göre 36 ilimizi etkilediği belirtilen zirai don felaketinin, aslında 65 ildeki tarımsal faaliyetleri olumsuz etkilediği TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) yetkilileri tarafından vurgulanıyor.
İkiyüzü aşkın farklı çeşitte tarım ürünü yetiştirilen ülkemiz, tarımsal üretimde dünyada ilk on arasında yer alıyor; nüfusun beşte birinden az oranda bir kesimi bu sektörde katma değer üretiyor. Birbuçuk trilyon dolara ulaşan büyüklükteki ekonominin ancak %5’ini teşkil eden sektörden geçim sağlayan vatandaşlarımızın yaş ortalaması ellili yaşlara ulaşmış bulunuyor. Geçtiğimiz yılda, tüm zamanların en yüksek miktarına ulaşan tarım ürünleri dış satım miktarı ile toplam ihraç gelirlerinin ’sı elde edilmiş oluyor. Bu çerçevede meyve-sebze kaleminde 2.7 milyar dolarlık; kuru meyve ve mamulleri tarife pozisyonlarında 1.9 milyar dolarlık ihracat geliri kazandırılıyor. Tarım ürünleri ihracatında yakın hedefin kırk milyar dolar olarak belirlendiği biliniyor. Son yıllarda, hayvan yemi dahil olmak üzere ithalat penceresinin de açıldığı bu kulvarda buğday, soya fasulyesi ve ham ayçiçeği yağı ürünleri ilk sıraları alıyor. Türkiye’nin “net tarım........
© CNN Türk
