2 T + 2 H
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dönemsel enflasyon raporu, içerik ve sunumu ile “iyimserlik dozu yüksek” bir nota üzerinden şekilleniyor ve geleceği yönelik belirsizlikleri giderme bakımından yetersiz bulunuyor. İlk bakışta; senenin nerede ise yarılandığı güncel tarihte, yılsonu tahmin aralığının değişmesi bir yana, tam 10 puanlık geniş koridorun hala daraltıl(a)mamış olması dikkat çekiyor. Üstelik, Merkez’in kendisi tarafından açıklanan güncel sektörel enflasyon beklentileri, tüm kategorilerde (piyasa katılımcıları, reel sektör ve hanehalkı) “dokunulmayan” ) sene sonu manşetinin üzerinde ortaya çıkıyor. TCMB’nin “kur geçişkenliği” ve “zirai don etkisi” kulvarlarındaki beklenti ile değerlendirmeleri, aşırı iyimser ve realiteden uzak olarak değerlendiriliyor. Rapor sunumunun hemen ardından devreye giren otuz milyar liralık imalatçı KOBİ destek paketinin; “seçici kredi” argümanının ardına saklanamayacak “sıkılaştırma zıttı” etkisinin, zorunlu karşılık (ZK) üzerinden yeni bir makroekonomik ihtiyati tedbir ile dengelenmeye çalışılması kafa karıştırıyor. KGF (Kredi Garanti Fonu) mekanizmasına yeniden işlerlik kazandırılması, önceki benzer yaşanmışlık ve sıkıntıları hatırlatıyor; etkin denetim-takip meselesi önem kazanıyor. Ayrıca, Morgan Stanley tarafından hemen paylaşılan; “ Haziran ayında faiz indirimi beklentisi” başlığı da, TCMB’nin parasal politikalarda sıkı duruştaki sebat ve kararlılığını tartışmaya açık duruma çekiyor. Keza, TCMB’nin “enflasyon stoku” dinamiklerini göz ardı ederek 2026 ve 2027 beklenti hedeflerini aynen korumuş bulunması, etkin beklenti yönetimi/belirsizliği giderme/ güvenilirliğini arttırma kulvarlarının tümü bakımından yetersiz bulunuyor. Parasal politikaların mutlaka diğer bacaklarla (mali politikalar ve yapısal reformlar) tamamlanması ve desteklenmesi zarureti bir kez daha ortaya çıkıyor.
Ticaret Savaşları cephesinde “90 günlük geçiş dönemi” formülüyle sağlandığı değerlendirilen görece istikrar, Trump’ın Avrupa Birliği’ne yönelik P tarife oranı........
© CNN Türk
