“ALTIN”IN ALTINDA YATAN DİNAMİKLER
Altın; çağlar boyunca zenginlik ve iktidar/güç sahibi olmanın bir numaralı simgesi olarak kabul görüyor, adeta baştacı ediliyor. Bu gerçeğe en özlü şekilde; “Altın’ı olan kuralı koyar!” deyişi işaret ediyor. Altının kıymet ve şerefiyesi, ekonominin temel kurallarından olan “Nedret İlkesi” üzerinde yükseliyor; nadir olan altın değer kazanıyor.
Üstelik, yüzyıllardır simyagerler eliyle girişilen “madenleri dönüştürerek altın elde etme” çabaları sonuç vermiyor; mesela, pırlanta için ortaya çıkan “sentetik özdeş ürün” kapanına düşülmüyor. İşte bu yüzden altın her daim “Güvenli Liman” kimliğine en yakın zenginlik aracı olmayı sürdürüyor. Suyun eritmediği; rüzgarın götürmediği; kemirgenin kemiremediği altın, tarih boyunca cazibesini hiç kaybetmiyor.
Dünyanın belirli coğrafyalarında bu “avantajları” ile adeta “kutsanmış ve geleneğin içine alınmış” bir kıymet; kültürel bir kazanım olarak sosyalleştiriliyor, kuşaklar arasında devredilmeyi sürdürüyor. Anadolu coğrafyası, Moğol istilası ve Büyük Kaçgunluk Dönemi günlerinden bu yana, yüzyıllardır bu geleneğin en sıkı ve sadık takipçilerine ev........
© CNN Türk
