menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kahramanlara nankörlüktür, bizim hikayemiz...

37 0
28.07.2025

Zamanla yarışıyordu. Türkiye’yi kısa zamanda kalkındırmak ve eksiklikleri yerinde görmek için sık sık yurt gezilerine çıkardı. Ülkeyi en kısa sürede, çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak istiyordu. ★★★ Haziran 1930’da, Yalova’ya köşke gider. Orada çalışanlar, yandaki çınar ağacının dalının köşkün çatısına vurduğunu, çatı ve duvara zarar verdiğini söylerler. Çınarın köşke doğru uzanan dalını kesmek için izin isterler. Dalın kesilmesini reddeder, binanın biraz ileriye alınması talimatını verir. ★★★ Bu görev, İstanbul Belediyesi’ne verilir. Titizlikle yapılan çalışmalarla bina, temelin altına yerleştirilen raylar üzerine oturtulur. Atatürk, çalışmaları bizzat takip eder, zaman zaman yerinde izler. ★★★ Köşkün yürütüleceği gün, İstanbul’daki bütün mimar ve mühendisler davet edilir. ★★★ 8 Ağustos 1930 Cuma günü öğleden sonra saat 15.00 sularında, yürütme işlemi başlar. Atatürk ve kız kardeşi Makbule de oradadır. ★★★ Köşk, 4.80 metre kadar doğuya kaydırılır. Ve çınar ağacı kurtarılır. ★★★ Çevre bilinci konusunda bir ilki oluşturan bu olaydan sonra binanın adı, “Yürüyen Köşk” olur. Şu anda, yaklaşık 400 yaşında olan çınar ağacı, Atatürk’ün bugüne bir hediyesidir. ★★★ Yıl 1937... Bahar mevsimi... Ankara’da, Orman Çiftliği’ne giderken, çorak topraklar üzerinde meyve bahçesine dönüşen yerlere neşeyle bakıyordu. Paşa, birden şoföre, “Dur!” diye bağırır. Araçtan iner ve orada bulunanlara, “Burada bir iğde ağacı vardı, o nerede?” diye hiddetle sorar ★★★ Atatürk’ün neşesi kaçmıştı. Çiftliğin çorak döneminde, yeşillik hatırası bir ağaç yok edilmişti. Yol boyunca iğde ağacını ararlar. ★★★ Afet İnan, Atatürk’ün üzüntüsünü şöyle anlatır: “Yol........

© Bizim TV