AKP ile yol yürümek
Recep Tayyip Erdoğan’ın günlerdir beklenen açıklamasında “tarihilik” 1071 Malazgirt’ten ibaretti. İstanbul’un, Kudüs’ün fethi ve Kurtuluş Savaşı gibi sözler, konuşmanın tarihi olma özelliğini pekiştiren unsurlardı. Öyle ki Erkan Tan salonda olsa “ver mehteri” demekten kendini alamazdı. Erdoğan’ı dileyenler, Türkler, Kürtler ve Arapların kurduğu ittifakın adeta yeni fetihlere çıkacağı duygusuna kapıldı. Böylece barış sürecinin ülkeyi böleceği korkusu taşıyanların yüreğine su serpildi.
Erdoğan’ın barıştan ne anladığı da konuşmasının satır aralarında gizliydi:
“Bizler ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgârı Çin denizinden Adrityatik'e serin esintiler yaydı. Atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi.”
Yani, huzur ve barış ancak kılıç şakırtıları ile sağlanabilir.
Bu hatırlatmadan sonra Erdoğan, yeni yol arkadaşlarını barışa nasıl razı ettiğinin ve bu yoldan vazgeçerlerse neler olacağının sinyalini de verdi:
“Çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız. Sular tersine akmaz. Akarsa da gereğini yaparız.”
Erdoğan, Kürt sorununun çözülememesinin bütün günahını kendisinden önceki hükümetlere yıktı. 25 yıllık AKP hükümetinin hiçbir hatası olmadığını öğrenmiş olduk böylelikle. Beyaz Torosları duyunca Cumartesi annelerinin karşısına dikilen Cuma annelerini hemen unutuverdik.
Erdoğan, terörden nemalananlardan da söz etti. Oysa bunun en yakın örneği olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’ye yaptığı suçlamalardı.
Tarihi konuşma, tarih dersleriyle doluydu.
“Anadolu’da Türklerden daha eskiyiz” diyen Kürtlere, çaktırmadan yanıt vermeyi ihmal etmedi: “Biz tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Türklerin........
© Bizim TV
