menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yapay zekâ ile yapılmış şirin bir Deniz Gezmiş bize iyi gelebilir mi?

29 0
29.01.2025

Bugün, üç gazetecinin daha gözaltına alındığı haberi geldiğinde, ben Çin’den gelen çok önemli AI haberini okuyordum.

Evet bu haberler geldiğinde önümde Al, (yapay zekâ) ile yapılmış iki insan figürü duruyordu…

İkisi de bana ait….

Hayatımda yapay zeka ile yapılmış ilk avatarlarım bunlar.

Bu iki yapay zeka ürünü avatara benim gözümde asıl önemini veren çok önemli bir özelliği var.

İkisini de çok sevdiğim bir sanatçı yaptı.

Ve bu sanatçı daha önce Deniz Gezmiş’i çizerek, hayatını çizgi roman haline getiren Ali Cabbar’dı…

Günlerdir bu iki yapay zekâ çizime bakıyorum.

Karşımda iki ayrı “ben” var…

Biri ciddi asık suratlı, yaşlı bir ben…

Öteki şirin, sempatik bir çocuk ben.

Baktıkça daha iyi anlıyorum.

Hepimiz için artık üç ben var.

Biri, kendimizin, kendimizi nasıl gördüğünü anlatan “ayna ben…”

İkincisi, başkalarının, el alemin, bizim hakkımızdaki intibalarını, önyargılarını, bakışlarını anlatan “öteki ben.”

Buna “el alem ben” de diyebilirsiniz.

Ve artık hayatımıza giren yapay zekânın yarattığı veya yaratacağı “siber ben…” Mürettep ben.

Yani “Gizli bir amaçla size ait bilgilerle sizden ve herkesten bağımsız düzenlenmiş, bir “ben…”

İşte karşımda Deniz Gezmiş’in fotoromanını yapmış, eserleri Ömer Koç koleksiyonlarına girmiş bir sanatçının “yapay zekâ” ile yaptığı iki ben duruyor.

İkisinin de bana ait “ayna ben”le ilgisi yok.

Kendimi her gün aynada görüyorum, ama karşımdakinin benimle ilgisi yok.

Yapay zekâ bana Ali Cabbar’ın verdiği fotoğraflarla bir “ben” yaratmış.

Demek ki yapay zekâ beni, benim kendimi gördüğüm gibi görmüyor.

Ben küçük ve şirin “ben”i sevdim.

Eşime ve kızıma da gösterdim.

Onlar da bunu sevdiler.

Hayatım boyunca aynaya baktığımda asla görmediğim bir ben var karşımda.

Muzip, küçük, meraklı, muzipliğini başkalarına kötü yapma noktasına çıkarmayacak bir karakter bu.

Büyümüş de küçülmüş…

Ama büyümenin ona yüklediği bütün kötülüklerden, adaletsizliklerden kurtulmanın verdiği hınzırlıkla ve rahatlıkla bakıyor.

Hergeleliğinden hiçbir şey kaybetmemiş.

İşte tam ona bakarken, Ali Cabbar’ın çizgi romanına döndüm.

Önce kitabın adını hatırlarım.

“Aşk Olsun Çocuk”tu kitabın adı.

Çocuk vardı yani…

Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’la birlikte idam edilen Deniz Gezmiş’in hayatını ve mücadelesini anlatmakla kalmıyor, bir yandan da kendi hikâyesini yazıyordu.

O kitaptan bir kare aklımdan hiç çıkmadı.

Deniz Gezmiş, hapishane arkadaşı romancı Erdal Öz’e........

© Bizim TV


Get it on Google Play