TC kimliği taşıyan Türklerin yüzde kaçı “hikikomori”, kaçı “yürüme bandı" hedonisti?
2016 yılının Ekim ayında “Desert Trip” adı verilen üç gecelik konser festivali için Coachella’ya gitmiştim.
Üç gece boyunca The Rolling Stones, Paul McCartney, Bob Dylan, Neil Young, Roger Waters ve The Who topluluklarını izledim.
O yıl, sahnedekilerin yaş ortalaması 72’iydi…
70 bin seyircinin yaş ortalaması ise 55’ti…
Yani neredeyse 4 nesil birlikte izlemiştik o konserleri…
Hayata “analog” kafayla başlayan bir neslin, “dijital” teknoloji çağının zihniyeti ile hayata başlayan nesille buluşmasıydı.
Gündüzleri çevredeki Mojave Çölü’nde dolaşıyordum.
Bu arada U2 grubunun en ünlü albümü “Joshua Tree”ye adını veren Jashua (Jeşu) ağaçları milli parkına gittim.
Tam da albümün kapağındaki görüntünün içinde fotoğraf çektirdim.
Türkiye’ye dönüşte, bir gün torunum Sinan’ın odasının önünden geçerken onun Playstation’da oynadığı oyun dikkatimi çekti.
Benim gezdiğim Joshua ormanına benzeyen bir çizgi mekânda geçen bir bilgisayar oyunu oyunuydu.
Hemen cep telefonumun ekranına Joshua ormanında çektirdiğim fotoğraflarımı çağırıp ona gösterdim.
10 saniye kadar ekrandaki fotoğrafa baktı.
Sonra oyununu hızla geriye getirip bir sahne üzerinde durdu.
Ekrandaki çizgi film şeklindeki Joshua görüntüsü, benim fotoğrafımdaki ağaçların ve kayaların aynısıydı.
Yani fotoğraf çektirdiğim o gerçek yer, şimdi bir çizgi dünya olarak karşımdaydı.
“Analog gerçek” veya “organik gerçekle”, “dijital gerçek” veya “subjektif gerçek” arasındaki ilişki ve farkı ilk defa bu kadar çarpıcı biçimde o gün gördüm…
O gün torunumun odasındaki ekrana ve cep telefonumun ekranındaki kendime bakarken henüz “hikikomori” kelimesini bilmiyordum…
Geçen salı gece yarısını geçinceye kadar da hiç duymamıştım.
Bugünlerde Fransa’nın en gözde düşünürlerinden biri Gerald Bronner…
Salı sabaha karşı işte onun “A l’Assaut du Reel” adlı yeni kitabını okumaya başladım.
Türkçeye “Gerçeğe Saldırı” diye çevirebiliriz.
Sorbonne’da ders veren bir öğretim üyesi ve dersleri çok gözde.
L’Express dergisi onunu için “Çağımızın gerçek düşünürü” diyor.
Kitabın temel konularından biri, “bireylerin artık gerçekten kaçmaları…”
Bunun en çarpıcı örneği “hikikomari”lermiş…
“Hikikomari” Japonca bir kelime…
“Hiki”, “çekilmek, geri durmak” anlamına geliyor.
“Komoru”nun anlamı ise “kapanmak…”
Sosyolojik olarak tarifi........
© Bizim TV
