menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Jeff Koons dün İstanbul’da anlattı: “Asansör açıldı, karşımda o vardı”

17 0
11.10.2025

Asansörün kapısı açıldığında saat tam 12.30’du…
18 yaşındaki genç merakla açılan kapıya baktı…
Kapı açıldı ve karşısında “O” vardı…
Kapıda bekleyen 18 yaşındaki çocuk, bugün dünyanın en ünlü modern sanatçılarından Jeff Koons…
Bu hikâyeyi bana önceki akşam Suzan Sabancı’nın yalısında verilen davette anlattı.
Dün de çok ilginç bir Lady Gaga hikâyesi dinledim, dünyanın en önemli modern sanatçılarından biri olan Koons’dan…
Bu pazar günü size, son zamanlarda İstanbul’da gördüğüm en şaşırtıcı ve önemli toplantısının açılış davetini ve ilk gününü anlatacağım.

BU İSİMLER BÖYLE BİR DÖNEMDE İSTANBUL’DA
NASIL BİR ARAYA GETİRİLEBİLMİŞ

İstanbul 74 Kültür ve Sanat Festivali, 15’inci yılı dolayısıyla inanılmaz bir sanatçı ve tasarımcı topluluğunu İstanbul’da bir araya getirdi.
Önceki gece bu kültür festivalinin açılış daveti vardı.
Ertesi gün İstanbul Modern’de yapılan panelde konuştular.
Konu, bütün dünyanın bugün en çok konuşulan yeni olgusu…
“Gerçek…”

PİCASSO BUGÜN YAŞASAYDI ESERİ KAÇ
DOLARDI, JEFF KOONS’UNKİ KAÇ DOLAR

Jeff Koons, bugün yaşayan modern sanatçılar arasında eserleri en pahalıya satılan sanatçı.
Geçen gün yazmıştım.
Rabbit (Tavşan) adlı eseri 2019’da 91 milyon dolara satılmış.
Ne anlama geldiğini şöyle bir örnekle anlatayım:
Picasso yaşarken en pahalıya satılan tablosu Cezayirli Kadınlar 1957 yılında 212 bin dolara satılmıştı.
Bugünün değeriyle 2,45 milyon dolar ediyordu.
O tablo, Picasso öldükten sonra bugünkü değeri 179 milyon dolar.
Jeff Koons’un ise daha yaşarken bir eseri 91 milyon dolara satıldı.
Tabii bu karşılaştırma çok doğru değil.
Çünkü bugün modern sanat pazarı çok daha büyük. Sadece bir fikir vermek için yazdım.

O GÜN ASANSÖRDEN ÇIKAN
KİŞİ SALVADOR DALİ’YMİŞ

Suzan Sabancı’nın evinde Jeff Koons’la yarım saat kadar sohbet ettik.
Yanımızda Financial Times gazetesinin bu yıl görevden ayrılan CEO’su John Ridding vardı.
Jeff Koons, yazının başında aktardığım asansör hikâyesini orada anlattı.
1973 yılında, 18 yaşındayken Salvador Dali’nin New York’a geldiğini öğrenmiş.


Ertuğrul Özkök, Suzan Sabancı, Jeff Koons

ST. REGIS OTELİNİN SANTRALİNİ ARAYIP
“BANA BAY DALİ’Yİ BAĞLAYIN” DEDİM

Her zamanki gibi St. Regis Oteli’ndeymiş.
Gerisini onun ağzından aktarıyorum:
“Çocukluğumdan beri en hayran olduğum sanatçıydı. Bütün cesaretimi toplayıp St. Regis Oteli’nin santralini arayıp ‘Bay Dali ile görüşmek istiyorum’ dedim. Hiç umudum yoktu ama denedim. Beni odasına bağladılar. Ve Dali kendisi açtı telefonu. Biraz kekeleyerek kendimi tanıttım ve ‘Sizinle mutlaka tanışmak istiyorum’ dedim. Düşünebiliyor musunuz, 18 yaşında bir çocuğum. Hiç umudum yoktu.”

“PEKÂLÂ SAAT 12.30’DA
OTELİN LOBİSİNE GEL” DEDİ

‘Pekâlâ, saat 12.30’da St. Regis Oteli’nin lobisine gel’ dedi.
“Şaşkınlığımdan ve sevincimden yerimde duramıyordum.”
Tam 12.25’te otelin lobisine gitmiş. Saat tam 12.30’da asansörün kapısı açılmış ve “Dali karşımdaydı” diyor.
Dali 1904 doğumlu…
Koons 1955…
Aralarında yarım asır fark var.
Dali şöhretinin doruğunda, Koons ise daha hayatının başında.

YANINDA AMANDA LEAR VARDI
VE BANA SÜRREALİZMİ ANLATTI

“Bana çok sıcak davrandı. Sürrealizme çok hayrandım. O zaman ‘Gel seninle MOMA’ya gidelim, sana orada anlatayım’ dedi. Gittik, orada onun sergisi vardı. Ama başka sürrealist ressamların da tabloları vardı. Bana onları anlattı…”
ChatGPT’de bir arama yaptım. Koons’la Dali’nin karşılaştığına dair hiçbir bilgi yoktu.
Meğer karşılaşmışlar.
Dali’nin yanında Amanda Lear varmış…
Amanda Lear’la Dali’nin ilişkisi 20.........

© Bizim TV