menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ortak Dikkatin Sessiz Çöküşü: Dikkat Krizi, İlişki Yitimi ve Bireyoluş Üzerine Bir Eleştiri

7 0
latest

Bir yaşındaki çocuğa bir nesneyi gösterin, döner bakar. Kediye gösterin, parmağınıza bakar. Bu sıradan görünen fark, aslında insanı insan yapan şeyin ne olduğuna dair temel bir sezgiyi içinde taşır. Dikkat, yalnızca yöneltilmiş bir bilişsel süreç değil; ortak bir yaşam zemininin, birlikte kurulan bir dünyaya aidiyetin ön koşuludur. Dikkat, dünyayı başkalarıyla birlikte kurmak demektir. Dolayısıyla dikkat eksikliği denilen şeyin kendisi, sadece bireysel bir bilişsel yetersizlik değil, çözülmüş sosyal bağların, kesintiye uğramış ortak anlam kurma pratiklerinin ve içselleştirilmemiş kültürel katılımın bir sonucu olarak düşünülmelidir.

Giderek yaygınlaşan dikkat dağınıklığını, salt teknolojik uyarana maruziyetle açıklamak, bir krizin semptomlarını nedensel zemin sanma hatasına düşmektir. Dikkatin yitimi, görünüşte bireysel ama aslında yapısal bir sorunun dışavurumudur: İnsanlar ortak bir şeye birlikte bakamaz hale gelmiştir. Bu metin, dikkat krizini bireysel işlevsizlikten ziyade, ortak dikkat yapılarının sosyal ve tarihsel olarak çökmesi üzerinden okur ve seçici dikkatin, ortak dikkat süreçlerinin içselleştirilmesinden ibaret olduğunu savunur.

Dikkat, İlişkisel Bir Yapıdır

Bugün yaygınlaşan dikkat yitimine dair anlatılar, çoğu kez insan zihnini yalıtılmış bir nörolojik birim gibi ele alır. Sanki dikkat, bireyin içsel bir aygıtıdır ve bozulma, bu aygıtın mekanik çalışmasındaki bir aksaklığa indirgenebilir. Oysa dikkat, insanın diğer insanlarla kurduğu ilişkiler içinde anlam kazanan, sosyal kökenli ve tarihsel olarak biçimlenmiş bir yetidir. Bu yeti, yalnızca doğrudan uyarana tepki verme kapasitesi değildir. Dikkat etmek, aynı zamanda bir başkasının da dikkat ettiğini varsaymak; dikkatini, başkasının dikkatine göre ayarlayabilmektir. Yani dikkat, ilişkiseldir; kendinde değil, başkasıyla kurulan karşılıklılıkta vardır.

İnsan yavrusu, yaşamının ilk yılında, bu karşılıklılığın temel biçimiyle tanışır: Ortak dikkat. Biri ona bir nesneyi gösterdiğinde, hem nesneye hem gösteren kişinin yüzüne bakar. Bu basit gibi görünen davranış, insan doğasının kültürel ve sosyal karakterine dair güçlü bir işarettir. Gelişimsel psikolog Michael Tomasello’nun kavramsallaştırdığı biçimiyle ortak dikkat, yalnızca nesneye yönelim değil, başkasının da o nesneye yönelimine katılma yetisidir. Dolayısıyla seçici dikkat, bireyin birden çok uyarıcı arasında yaptığı tercihten çok, toplumsal bir bağlamın içselleştirilmiş sonucudur.

Dikkat Krizi: Ortaklığın Bozulması, Anlamın Dağılması

Bugün dikkat eksikliği diye adlandırılan sorunu, yalnızca bireysel psikopatolojilere ya da........

© Birikim