Ankaragücü: Anılar bahçesinde hüzünlü bir gezinti
2024-25 sezonunun sonunda ligin en değerli kadrosuna sahip olmasına rağmen 2. Lig’e düştü Ankaragücü, ülke futbolunun köklü çınarı. Onun düşüşüne üzülürken, teselliyi Alkaralar’ın Süper Lig’e dönmesinde bulduk, temennimiz kalıcı olsunlar… Yaşı yetmeyenler bilmez, adına futbol dediğimiz güzel oyunun televizyon canavarına esir düşmediği siyah-beyaz zamanlarda, futbol sevdalıları takımlarını izlemek için soluğu tribünlerde alırdı. Oradaydım, hikâyenin belki en güzel yerinde. Şimdilerde yapay fıskiyeleri, gereksiz alt-üst geçitleri, yerden mantar gibi biten birbirinin aynı ruhsuz alışveriş merkezleri, beton yığınlarından ibaret steril siteleri ile sakil bir şehri andıran Başkent’in, doğup büyüdüğüm şehrimin tarih olmuş futbol mabedinin tribünleri maç günleri dolup taşardı hafta sonları, bayram yerine dönerdi Ankara 19 Mayıs Stadı. İşportacılar, köfteciler, tezgâh satıcıları, çekirdekçiler, taraftarlar... Maç günleri babalarının ellerinden tutmuş çocuklar akardı stada, babalarının izinden yürürdü çocuklar. Takımlar fişek gibi sahaya çıkarken uğultu yükselirdi futbol mabedinden. Yense de yenilse de genci, yaşlısı Ankara futbolseveri, şehrinin takımına mutlaka sahip çıkardı. 2. Lig’de oynadığı dönemlerde bile saatler öncesinden dolardı tribünleri. Maç günleri, o eski stadın üzerine güneş henüz doğarken, bir çöpçüler, bir bekçiler, bir de taraftarlar olurdu. Ankara futbolseveri, şehrinin takımını asla yalnız bırakmazdı. Sevdalar karşılıksız yaşanırdı. Ne yayın arabaları vardı ne tribün grupları ama çok sevilen, şehrine mal olmuş “Bastır Ankaragücü!” sloganı vardı…
Gitmek bilmeyen kır saçlı adamdan, daha fazla oy uğruna siyaseti dibine kadar sporun içine sokan belediye başkanlarından, tribün gruplarından, Akdeniz akşamlarından, misyoner futbolculardan, göstermelik kongrelerden, futbol sayesinde adını duyuran yöneticilerden, sevimsiz başkanlardan, rant kavgalarından, kombine biletlerden, amigo yorumculardan, hormonlu belediye takımlarından çok önce, orada şehrini, stadını, takımını karşılıksız seven taraftarlar vardı. Orada köklü bir çınar vardı, adını şehrinden alan. O eski stadın sesi, kokusu vardı, ayrı kaldığımız zaman özlediğimiz, görmek için........
© Birgün
