Şeytanın cinayetini işleyememe cinayeti
Bazen bir cinayet işlemekten kurtulmanın tek yolu cinayet işlemektir. Örneğin Hippassus böyle bir cinayet işlediği için böyle bir cinayet işlemekten kurtulmuştur.
Olay şöyle: Yaklaşık MÖ 350’lerde, yani yaklaşık 2400 yıl önce kurulan Pisagor Okulu’nda her şeyin sayılarla eşlenebileceğine inanılıyordu. Elmaya 5, havaya 4, Abdullah’a 22, İstanbul hanımefendisi Hatice Hanım’a 6,3; Yozgatlı işçi Fatma teyzeye 13 gibi. Ama okulun bir öğrencisi olan Hippassus bunun mümkün olamayacağını gösterdi. Örneğin, kenar uzunluğu bir metre olan kare biçimindeki bir masanın köşegeninin, hiçbir sayıyla eşlenemeyeceğini, yani irrasyonel (akıl dışı) olduğunu kanıtlıyordu.
Başka bir deyişle: Hippassus, Şeytanın Cinayetini işlediği için cinayet işlememişti ki eğer bu cinayeti işlememiş olsaydı, asıl o zaman cinayet işlemiş olacaktı. Ve belki de bu yüzden, cinayete kurban gitti.
Başlıkta geçen “Şeytanın Cinayeti” üç aşağı beş yukarı bu kapsamda anlaşılmalıdır. Eğer bu açıklama yetersizse, kabul edilebilir bir anlam Yalçın Küçük’ün şu ifadesinde de aranabilir: “Hep başkalarının cinayetini ben işliyorum; başkaları, cinayetlerini bana işletiyorlar.” Her ne kadar burada Yalçın Küçük hakkında “mağdur” sonucu çıkarılsa bile, bu doğru olamaz; tam tersine bir anlam taşır: Cinayet işlemekten kurtulma fırsatı verilmişti ona - ve o da bunu kullanmıştır.
Başlık hala anlaşılmadıysa, meseleyi başka karmaşıklık üzerinden de düşünebiliriz: “Matematikte seçim aksiyomu, kör bir adamın karanlıkta karakediyi aramasına benzer.” Bu durumda, içinde kör bir adamın karanlığın içinde karanlığı araması neye benzer? Tam olarak........
© Birgün
