menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dağınık yatak da dağınık yazı gibi devrimcidir

21 16
09.09.2025

Müjde Ar’ın Dağınık Yatak filmindeki o gergin olmayan çarşafları hatırlayın. O çarşafları çok sevmiştim. Asker koğuşunun düzenden ibaret yataklarıyla kıyaslandığında, o dağınıklık bir özgürlük işaretiydi.

Yazılar da böyledir: Derli toplu, giriş-gelişme-sonuçla zincire vurulmuş olduklarında düzenli görünürler ama aslında düşünceyi hapsetmiş olurlar. Dağınık yazı ise zinciri kırar; patlamaya hazır bir bomba gibi içinde yeni fikirlerin tohumunu saklar.

Yazıyı giriş-gelişme-sonuç zincirine vurarak düzene sokmak, aslında düşünceyi zincirlemektir. Bu zincir, pedagojinin gövdesine sarılmıştır. Eğitim sisteminin kutsadığı o “derli toplu kompozisyon” anlayışı, bireyi disipline etmeyi hedefler. Yazının düzenli olmasını isteyen, aslında yazının özgürlüğünü istemez; yazının asker koğuşundaki yatak gibi denetlenebilir olmasını ister.

Dağınık yazı ise buna karşı itaatsizliktir. Anlaşılması zor olabilir, evet. Ama tam da bu zorluk, içinde sakladığı patlayıcı gücü gösterir. Dağınıklık düşüncenin doğurganlığıdır: Her köşesinde yeni bir kıvılcım, her kırığında başka bir ihtimal vardır. Derli toplu yazı tüketilir, dağınık yazıysa direnç gösterir. Eski düzenin kalıplarına sığmaz; tıpkı devrimci bir hareketin yasalarına sığmaması gibi.

Dağınıklığın devrimci tarafı tam da burada gizlidir: Düşünceyi eski kalıplardan kurtarır, onu serbest bırakır. Ama doğrusu, bu satırlarda anlattıklarım bile fazla derli toplu olmuş gibi geliyor bana. Madem öyle, biraz da dağıtayım sözü:

Bizim Zafer Hoca da son günlerde öyle felsefe patlatıyor ki insanın aklına "rüzgarı avuçla tutmak" gibi laflar getirtiyor. Anlaşılan sirken otu ile yabani semizotunu karıştırarak ve içine yumurta kırarak yaptığı yemekler ona felsefe yapma gücü veriyor. Karnı tok ve gönlü ferah olmalı ki sözleri bulut gibi hafif. TV ekranlarının başına........

© Birgün