“Seninle kızım

yapacak çok işimiz var; salaş bir çay ocağında çay içeceğiz, çayın sıcaklığında şiirler çözeceğiz, diyordu” babası. Ve devam ediyordu, Anadolu’da bir temmuz ayının bir öğle vaktinin sarı sıcağında, kızıllaşmış bir tarlada, yapraklarıyla güneşe meydan okuyan bir alıç ağacının gölgesinde, azık torbasını çözüp, bir tas içine konulmuş bulgur pilavını, ters çevirip, ekmeğin üzerine dökülmesiyle, tasın kalıbını almış pilavın tadını, özledin mi Memet?

Memet’in hiç Instagram hesabı olmamıştı, zaten onun zamanında öyle bir şey de yoktu. Babanın Instagram hesabı olan kızı ise, tarlada pilavın tadını bilmediği için özlemesi söz konusu değildi. Baba, bu ve benzeri verilerden oluşan bulanık bir denklemin devrimci duygusallıkla anlaşılabileceğini. Chatgpt ile şiir çözülmezdi! Bir gün baba karmakarışık bir rüya gördü. Hayır, hayır, rüyada öyle aksakallı biri yoktu; tersine, yüksek topuklu ayakkabı giymiş, seksi göğüsleriyle dikkat çeken güzel bir kadın vardı.

Dün gece rüyamda gördüklerim çok tuhaftı. Anlatayım: Dünyada kullanılan matematik modeli ertesi gün değişecekmiş. Bu değişimin liderlerinden biriymişim. Yaptığım kısa bir konuşmada “Binlerce yıl insan zihnini esir almış olan 2 2=4 gibi ifadelerin esaretinden kurtuluşumuza bir günden daha az zaman kaldı” diyorum. Konuşmamın sonunda yüksek topuklu ayakkabıları, dikkat çekici yürüyüşü ile yanıma gelen kadın, “Bir gün sonra artık kullanılmayacak olan modelde yer alan ‘iki artı iki eşittir........

© Birgün