menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Karar anı yaklaşırken muhalefet ne yapacak?

61 4
03.09.2025

Türkiye’nin aylardır üzerinde konuştuğu süreç, bundan 11 ay önce Devlet Bahçeli’nin DEM’lilerle el sıkışmasıyla başladı. Erdoğan’ın desteğiyle güç buldu, Öcalan’ın çağrısıyla ilerledi. Merkezine ülkenin en önemli sorununu çözmeyi alan süreç, bugün itibarıyla İmralı Heyeti ve Komisyon eliyle sürdürülüyor.

Özellikle İsrail’in Gazze’de yaptıklarına ve Suriye’de yaşanan gelişmelere bakınca meselenin Bahçeli ve Erdoğan’ın aklından çıkmadığı daha net anlaşılıyor. Bahçeli ve Erdoğan esas olarak, yeni durumda iktidarlarını nasıl koruyacaklarının hesabını öne alarak hareket ettiler ve formülü buna göre oluşturdular.

Erdoğan’ın sürekli Ortadoğu’da ‘Türk, Arap ve Kürt İttifakı’ndan bahsetmesi ya da sahnede yeni ittifakını AKP-MHP-DEM olarak ilan etmesi tesadüf değil. Tıpkı Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Alevi olsun” demesinin tesadüf olmaması gibi. Bu arada gelecek Alevi açılımına da dikkat etmekte fayda var.

Aynı şekilde, CHP İstanbul İl Yönetimi hakkında verilen uzaklaştırma kararı, sayısı artan kız liseleri, karma eğitimin tartışmaya açılması, kadınların giyim kuşamına daha net müdahaleler, cuma hutbelerinin konusu, cumhuriyet fikriyle girilen kavga, üniversiteleri kuşatma amacıyla başlatılan soruşturmalar haber olmaya başladı. Tıpkı doğa talanı, yargıdaki çeteleşme, mafyanın meşru bir yapı gibi hayatımıza sokulması başlıkları gibi.

Önümüze tek tek ve birbirinden bağımsız gibi düşen bu konuların tamamının ucu bir yere bağlanıyor. Oluşacak yeni yapı için hepsi birer tuğla vazifesi görüyor/görecek. Bugün eğitimden sağlığa, ekonomiden yargıya kadar hangi konu karşımıza çıkarsa çıksın aslında Erdoğan ve Bahçeli’nin sunuculuğunu yaptığı yeni rejim inşasıyla muhatabız.

Son bir yılda ülkede ve bölgede olup bitenlere........

© Birgün