menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Halksız demokrasi

42 0
24.08.2025

Türkiye için en kara aylardan biri olarak geçecek Ağustos bitmek bilmedi. Rezilliğin bini bir para. Çıkarı için parti değiştiren belediye başkanları, alamadıkları belediyeye çökmeye çalışan iktidar, yargıda parayla iş bitiren AKP’liler, bunlara destek olan mafya, medyada ahlak dersi veren satılmış kalemlerin ilişkileri, suç örgütü lideri olduğu gerekçesiyle tutuklanan isme “dava arkadaşım” diyen Devlet Bahçeli. Kamu işçisinin yasaklanan grevi ardından Türk İş ve Hak İş’in ortak kumpası. Emekçiyi satmak için sırasını bekleyen Memur Sen.

Çürümüş, kokuşmuş bir düzen. Devlet demeye bin şahidin bile yetmeyeceği ilişki ağları.

Tüm bunlar yaşanırken bir başka komedi daha var ki sormayın gitsin. Sanki başka bir ülkenin cumhurbaşkanıymış gibi davranan Erdoğan, her gün televizyonlara çıkıp Türkiye’nin nasıl güçlendiğini anlatıp, partisinin nasıl güçlendiğinden bahsediyor. Daha düne kadar en yakınında olan isim cezaevinde yatan bir iş insanına 2 milyon dolar karşılığında özgürlük vaat edenin o partinin yöneticisi olduğunu saklamaya çalışıyor.

Belli ki Erdoğan kontrolü kaybetti. Hatta Bahçeli de kontrolü kaybetti. Aşağıda onlarca tek adam kafasına göre takılıp küpünü doldurmakla meşgul. Erdoğan ve Bahçeli’ye ihtiyaç duydukları için de onların söylemini kabul etmiş görünüyorlar. Dünyadaki tüm otoriter, tek adam yönetimlerde ne olmuşsa Türkiye’de aynısı oluyor. Kutsallar semboller altında yozlaşma, yolsuzluk, çürüme. Bu kutsala barış gibi kavramları da eklemek mümkün.

***

İktidar cenahında yaşanan rezilliği, beceriksizliği, yozlaşmayı görmemek imkânsız. Yurttaş da bunun farkında. O yüzden Cumhur........

© Birgün