menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gençlikle giden

32 18
15.06.2025

Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ferdi Zeyrek’in geçen hafta “genç yaşta” kaybı toplumu derinden sarstı. Aynı günlerde “gençlikle” ilgili yaşanan diğer çok olumsuz gelişmeler konunun ele alınmasını kaçınılmaz kılıyor.

Başkan Zeyrek’in kaybı nedeniyle, ailesine, sevenlerine, CHP’ye ve tüm ülkeye başsağlığı diliyorum. İki “özel” diyebileceğim neden Zeyrek’ten söz etmemi gerektiriyor. Birincisi, Zeyrek, İzmir merkezli ancak yurdun birçok yerinde şubesi bulunan, Köy Enstitüsü gerçeğini yaşatmak ve yarınlara taşımak amacıyla çalışan Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneğimizin-YKKED üyesidir. Bu üyelik başlı başına bir değer, bir nitelik göstergesidir.

İkincisi, bir TV söyleşisinde Zeyrek, çalışma arkadaşlarından “yalınayak çocuğun hakkını” koruyup kollamalarını istiyor. Doğu Karadeniz kırsalında yalınayak çobanlık yaparken, 1950’de Beşikdüzü Köy Enstitüsü’ne parasız-yatılı giden biri olarak bu çağrıyı çok sevdim. Dahası da var; dönemin Demokrat Parti hükümeti Köy Enstitülerini 1954’te kapattı; beni de Çifteler’e gönderdiler. Çifteler’in okul kitaplığında “yasak kitaplar” bölümünde yalınayakla karşılaştım! İsmail Habip Sevük’ün, 1930’larda okutulan Lise Edebiyat kitabında Nazım Hikmet’in iki şiiri vardı: “Yalınayak” ve “Türk Köylüsü”. Onları okuyunca, doğrusu, çarpıldım; bu iki şiir tam da benim için yazılmıştı. O yıllarda Nazım yasaklıydı; kamuoyunda “vatan haini” olarak biliniyordu. 1930’larda şiirleri ders kitaplarına konulan Büyük Usta nasıl vatan haini olmuştu? Bu sorunun yanıtı üzerine de daha sonra ayrıntılı çalışmalar........

© Birgün