Neoliberal cehennem portresi
Paul Greengrass’ın The Lost Bus’ı, yalnızca doğanın öfkesiyle değil, insanlığın kendi elleriyle kurduğu cehennemle ilgileniyor. 2018’de Kaliforniya’da yaşanan “Paradise yangını”ndan (Camp Fire) ilham alan film, doğayı yakarak kendi varlığını sürdüren bir uygarlığın portresini çiziyor. Elektrik şirketi PG&E’nin (Pacific Gas and Electric Company) ihmali, yalnızca bir felaketin fitili değil, neoliberal kapitalizmin doğayı metalaştıran yapısının bir sembolü olarak sunuluyor. Greengrass, modern insanın “doğayı fethetme” arzusunun sonunda onu doğanın intikam alanına hapsettiğini gösteriyor. Bu tablo bize yabancı değil: Türkiye’de Kaz Dağları’ndan Cerattepe’ye, orman yangınlarından HES projelerine kadar yaşadığımız her kriz, aynı sistemin parçası. The Lost Bus, Kaliforniya’yı değil, küresel bir düzenin yanmakta olan kalbini bu çağrışımlarıyla küle çevirmeyi iyi beceriyor.
Greengrass felaketi bir gösteri olarak değil, bedensel bir deneyim olarak kuruyor. Doğayı bir üretim bandına indirgeyen politikaları, izleyiciyi alevlerin arasına sokarak teşhir ediyor. Film, iklim krizini uzak bir gelecek senaryosu olmaktan çıkarıp bugünün yakıcı gerçeği........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d