menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Neoliberal cehennem portresi

21 1
11.10.2025

Paul Greengrass’ın The Lost Bus’ı, yalnızca doğanın öfkesiyle değil, insanlığın kendi elleriyle kurduğu cehennemle ilgileniyor. 2018’de Kaliforniya’da yaşanan “Paradise yangını”ndan (Camp Fire) ilham alan film, doğayı yakarak kendi varlığını sürdüren bir uygarlığın portresini çiziyor. Elektrik şirketi PG&E’nin (Pacific Gas and Electric Company) ihmali, yalnızca bir felaketin fitili değil, neoliberal kapitalizmin doğayı metalaştıran yapısının bir sembolü olarak sunuluyor. Greengrass, modern insanın “doğayı fethetme” arzusunun sonunda onu doğanın intikam alanına hapsettiğini gösteriyor. Bu tablo bize yabancı değil: Türkiye’de Kaz Dağları’ndan Cerattepe’ye, orman yangınlarından HES projelerine kadar yaşadığımız her kriz, aynı sistemin parçası. The Lost Bus, Kaliforniya’yı değil, küresel bir düzenin yanmakta olan kalbini bu çağrışımlarıyla küle çevirmeyi iyi beceriyor.

Greengrass felaketi bir gösteri olarak değil, bedensel bir deneyim olarak kuruyor. Doğayı bir üretim bandına indirgeyen politikaları, izleyiciyi alevlerin arasına sokarak teşhir ediyor. Film, iklim krizini uzak bir gelecek senaryosu olmaktan çıkarıp bugünün yakıcı gerçeği........

© Birgün