‘En çok adaleti özledim’: Neşemi hücreye kapatamazlar...
Gazeteci Fatih Altaylı, 35 gün önce troller tarafından hedef gösterildi ve haksız, hukuksuz bir kararla tutuklandı. Silivri Cezaevi’nde bir hücreye konulan Fatih Altaylı, dört duvar arasında ülke gündemini belirleyen özel haberlere imza atıyor. Baskı rejimine cezaevinde neşesini koruyarak direniyor. Boş koltuğunu izleyen milyonlarca insan, istibdat rejimine karşı susmayan bir gazetecinin günlüğüne tanıklık ediyor. ‘Silivri Muhabiri’ Fatih Altaylı, sorularımı yanıtladı.
Ben iddianameyi okuduğumda “Burada sadece niyet okuma, çarpıtma var suç yok” diye düşündüm. Siz okuduğunuzda ne hissettiniz?
Güldüm. Hiç şaşırmadım. Sözlerimde suç olmadığını biliyordum ve bir nebze hukuk nosyonu, aklı, izanı olan herkes o sözlerde bir suç olmadığını biliyor. Ama hukuken yok. Mesele hukuk değil ve biz hala hukuk diyoruz. Hukuk var zannediyoruz. Yok öyle bir şey.
Sizi neden hapsettiler? Böyle kritik ve çok köklü değişim adımları atıldığı bir dönemde hapsedilmeniz rastlantı mı?
Son dönemlerde iktidarın yaptığı hiçbir şey rastlantı gibi durmuyor. Bu süreçte bazı konularda muhalefetin sesi olmam istenmemiş olabilir fakat şunu biliyorum, beni uzun süredir bir bahane bularak içeri atmak istiyorlardı. Bulamayınca uydurdular. Beni içeri atarak geniş kesimlere mesaj veriyorlar zannederim. Bence asıl amaç gözdağı. Ve yargı sürecindeki adımlar bile çok planlı görünüyor.
Sizce devlet aklı kaldı mı? Sizce bu kimin aklı!
Yıllar önce, ilk çözüm süreci sırasında Cübbeli Ahmet şöyle demişti: “Ben hep bir derin devlet, bir derin akıl var zannederdim. Yokmuş. Keşke olsaymış” demişti. O sırada çözüm sürecine karşıydı. Ben Türkiye’de bir devlet aklı göremiyorum. Varsa bile IQ’su pek yüksek olmayabilir. Devlet aklı var mı bilmem ama bir akıl hocası olduğu açık. Tom Barrack’ın metinlerini kim yazıyorsa akıl hocası da o dur muhtemelen. Bu işi çok geriye doğru düşünürsek Milli Emniyet Başkanı Doğu’ya kadar gideriz.
Boş koltuk basın özgürlüğü sembolüne dönüştü ve gazeteciliğiniz Silivri’de de sürüyor. Haberleriniz gündem oluyor. Bu gazeteciliğin sırrı ne?
Ben izleyemiyorum ama galiba öyle olmuş. Bunun kararını Emre ile daha önce vermiş ve hukuk ekibimize yasal olarak olabilecek sakıncaları sormuştuk. Yani anlayacağınız üzere başıma böyle bir durum gelebileceğini tahmin ediyorduk. Hatta gerek seninle gerek İsmail Arı ile de bunları konuşmuştuk. Böyle ikonik bir durum olacağını tahmin ediyorduk ama beklentimizin üzerinde bir etkisi, sembolik bir durumu oldu. Hatta Gazeteciler Cemiyeti’nin ödül töreninde sahneye koltuğu çıkaracaktık törende. İzin vermediler. Gazetecilik her yerde sürer. Böyle bir meslek. Şu anda kendimi Silivri Cezaevi muhabiri olarak görüyorum. Üstelik haber kaynakları ziyaretime geliyor. Gözlemlerimi de ayrıca yansıtıyorum. Gazeteci her yerde gazetecilik yapabilir. Yeter ki korkmasın ve istesin.
Türkiye’de basın özgürlüğü açısından daha karanlık bir dönem oldu mu?
Olmuştur. Ama yargı açısından daha kötü bir........
© Birgün
