menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Deprem ülkesinde nükleer santral

19 4
26.04.2025

Bugün Çernobil Nükleer Santral kazasının 39. yıldönümü. Nükleer kazalar bir doğal afet olmasa da ardından karşı karşıya kalınan sorunların bazıları doğal afet sonrasında yaşananlara çok benzer. Binlerce insanın tahliye edilmesi gerekir, sağlık muayeneleri, üretim tesislerinin veya sahalarının kullanılamaması nedeniyle hızla alternatif üretim yöntemlerinin bulunması gibi.

1986 yılında radyoaktif bulutlar Türkiye’ye ulaştığında o zamanki hükümetin tek yaptığı radyasyonun çaya, fındığa bulaştığını inkâr etmek olmuştu. Hiçbir şey olmamış gibi yaşamamızı istediler. Elde ne karşılaştırma yapacak geçmişe ait sağlam veriler vardı ne de kaza sonrası kapsamlı bir sağlık taraması yapıldı. Türk Tabipler Birliği ve Hopa Belediyesi’nin 2006 yılında yaptığı ortak çalışma hariç. Hopa’da son üç yılda meydana gelen ölümlerin yüzde 47’sinin nedeninin kanser olduğunu böyle öğrendik. Çayda radyasyon olduğunu da ODTÜ Kimya Bölümü’nden Dr. Olcay Birgül, Dr. İnci Gökmen ve Biyoloji Bölümü’nden Dr. Aykut Kence’nin hazırladığı raporun basına sızmasıyla öğrenmiştik. Nükleer santral kurma hayalinin peşindeki hükümet nükleere zeval gelmesin istiyordu. Yurt dışına ihraç edilen fındığın itibarını koruma, ambardaki çayın parasını çıkarma derdindeydi.

Marmara’daki depremlerden sonra bugünkü hükümetin izlediği politikalar da bana aynı o yıllarda yapılanları çağrıştırıyor. Halbuki yapılacak iş belli, İstanbul’un bir........

© Birgün