Abide-i Ataol
Çok değerli büyüğüm Ataol Behramoğlu ile yakın arkadaş dost olanlar arasında bulunmanın çeşitli ayrıcalıklarını yaşadım, yaşıyorum. En başa benim on altıncı kitabım “Tımarhane Günlüğü” için yazdığı önsöz gelir. Sonra ülkenin hal ve gidişi karşısında onun öncülüğünde yapılan ortak açıklamalarda, Ataol Behramoğlu ile aynı metinin altında adımın yer almasını sayabilirim. Yürüyüşlere, mitinglere birlikte katılmanın ayrıcalığını da yabana atamam. Son vedalar için cami avlularında aynı acıya ortak olmanın hüznünü paylaştığımız günler de az değildir. Onun dostlar sofrası misafirlerini onurlandırır. Bazen de birbirimizden habersiz davetlerdeki mutlu tesadüflerle karşılaşırız. Telefon numarasını çevirdiğimde (uçakta, konferansta, derste, televizyon yayınında değilse) hemen açması da benim başımı göğe erdirir.
***
Bu uzun girişi yapmamın sebebini açıklayacağım tabii ki… Ataol Behramoğlu’na bu kadar “yakın” olunca bazen dünya çapında bir edebiyat devinin yanında durduğunuzu fark edemiyorsunuz. Onun da “bizim gibi ölümlülerden” olduğu yanılgısına kapılabiliyorsunuz. Ancak kitapçılarda yer alan her yeni eseriyle biraz kendinize gelebiliyorsunuz.
Ataol........
© Birgün
