Turizmde sözleşmeli marabalık rejimi
14 Temmuz 2025 Tarihli ve 32956 Sayılı Resmî Gazete’de emekçilerle ilgili, birbiriyle son derece ilişkili iki önemli düzenleme yer aldı. İktidar sözcüleri tarafından ilki, “turizm işletme belgesine sahip işyerlerinde hafta tatili esnekliği” olarak takdim edildi. İkincisini ise “en düşük emekli aylığını 14.469 TL’den 16.881 TL’ye çıkardık” diye muştuladılar. “Biri çalışma saatlerini, diğeri ücret seviyelerini ilgilendiren iki düzenlemeyi birbiriyle son derece ilişkili kılan ne ki?”, diye sorulabilir.
Güçlü bağın arkasında her iki düzenlemenin de emek-karşıtı iktisat politikasının ve sermayenin talancı birikim stratejisinin yasal tezahürleri olduğu, gerçeği yatar. Bu gerçek ıskalanırsa, emekli, asgari ücretliyle, memur, kamu işçisiyle, mühendis, belediye işçisiyle kıyaslamalı bir kavgaya girişir ki ortaya çıkan toz duman arasında emeğin insanca yaşamına kasteden talancı sermayenin devlet idaresindeki varlığı, gözlerden ırak kalmış olur. İktisaden faal nüfusun neredeyse ’ini teşkil eden ücretli/maaşlı/ yevmiyeli emek cephesi, ne yazık ki hem uzun neoliberal yıllar boyunca hem de bugünkü kriz koşullarında, bu kısıtı aşabilmiş değildir. Türkiye’de işçiler mücadele etmiyor değiller; ama hep tekil, hep yalıtık, hep ateşin düştüğü yerle sınırlı. Kamu İktisadi Teşekküllerinin özelleştirme deneyimi bu bakımdan son derece öğreticidir.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra turizm işletme belgesi verilen işyerleri ile sınırlı olup haftalık tatil hakkını, işletmenin gereksinimlerine tabi kılan düzenlemeyi ele alabiliriz. İş Kanunun 46. maddesine yapılan ek şimdilik turizm işletmesi belgesi verilen konaklama tesislerinde çalışan işçilerle sınırlı. Hükmün uygulanması işçinin yazılı talep ya da onayını gerektirdiği gibi işçi verdiği bu onayı otuz gün önceden işverene........
© Birgün
