Trumplı dünya: Özgürlük, barış, demokrasi
Şimdi yine İmralı’ya gidiş gelişlerle başlayan, Bahçeli’nin dahliyle “taçlanan” ama ne olduğunu pek bilmediğimiz “özgürlük-barış-demokrasi” tartışmasının emin olabileceğimiz yönü Suriye’deki gelişmelerle ilişkisidir.
İşlerin Suriye’de nasıl ilerleyeceği ve bizi nasıl etkileyeceği konusunda kestirimler yapabilmek için Trump’ın koltuğuna oturmasını bekleyenlerin sayısı hiç de az değildi.
Dün o da oldu. Pazar günü düzenlediği Zafer Mitingi’nde “Yarın öğlen ülkemizi geri alacağız” dedikten sonra, yeminini ederek “Amerikan gücü, refahı, onuru ve gururunun yepyeni bir dönemi”ni başlattı!
Biden’ın “Gazze’de ateşkes bizim desteğimizle sağlandı”, Trump’ın da “Benim sayemde diyor ama ben seçilmeseydim ateşkes olmazdı” diyerek paylaşamadıkları ateşkesle!
Suriye’de yıllardır yüz binlerin, Gazze’de aylardır on binlerin, dünyanın değişik yerlerinde on yıllardır milyonların kimin “sayesinde” cehennemi yaşayarak katledildiklerini ise asla konuşmazlar!
ABD emperyalizminin bir başarısından söz edeceksek, o da özgürlük-barış-demokrasi kavramlarını tahakküm altına alarak/işgal ederek, kendisini hem vatandaşlarına hem de dünyaya bu değerlerin küresel savunucusu olarak pazarlayabilmesidir. Medyasının ve kontrol........
© Birgün
