menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Silahlara veda ya sonra: Süleymaniye’de neler gördük?

50 27
13.07.2025

Ortadoğu sath-ı mailinde tarihsel sürecin hızlandığı sancılı günlerden geçiliyor. Bölge topyekün bir dönüşüme tabi tutulurken İmralı-Ankara hattındaki müzakereler neticesinde PKK’nin kendisini feshetmesi de bu gelişmelerden azade değil.

1979’da kurulan 84’te ilk silahlı eylemini yapan 46 yıllık bir hareketin önce kendisini feshedip ardından da silah yakması tarihte örneğine az rastlanır bir olay. Ve bu tarihsel anda bir gazeteci olarak orada olmak eşsiz bir deneyim olacaktı. Bu nedenle DEM’den gelen davet o anlara çıplak gözle tanık olmaya vesilesi olacaktı.

Bizi uzun, yorucu bir yolun beklediğinden habersiziz. Diyarbakır’dan karayoluyla 12 saatte ulaştığımız Dukan kenti kırsalındaki Cesena Mağarası’na sıkı güvenlik önlemleri altında gidiyoruz. Daha Habur sınırından girdikten itibaren bizlere KDP’ye bağlı korumalar eşlik ediyor. Onlarca aktörün yer aldığı bölgede olası bir olay veya provokasyona geçit vermemek için aralarında gazetecilerin, parti ve kitle örgütü temsilcilerinin olduğu 4 otobüslük davetliler grubuna sıkı markaj uygulanıyor.

10 saati aşkın bir yolculuk sonrası Erbil’e varıyoruz. Geceyi burada geçirdikten sonra sabah erken saatlerde Süleymaniye’ye doğru yok alıyoruz. Dukan kentinin İran’a bakan tarafındaki tören alanına varmamız iki saati buluyor. Büyük bir konvoy halinde gidilen Piramorgun dağları Kandil’in güneyinde İran sınırına yakın bir bölge.

Vardıktan sonra buranın seçilmesinin tesadüf olmadığını öğreniyoruz. Bu mağaranın Kürtler açısından sembolik bir önemi var. İlk Kürtçe gazetelerden birinin burada basılmış olması, Şêx Mehmud Berzenci’nin buraya sığınmış olması gibi…

Tören alanına kamera, cep telefonu gibi her türlü materyalin götürülmesine izin verilmedi. Gazetecilerin ve de konukların yanlarına sadece not defteri ve kurşun kalem almasına izin verildi. Resmi gerekçe güvenlik. Ancak kimilerine göre Ankara’dan gelen baskı da bunda etkiliydi. Türkiye’den resmi bir temsilci veya yetkili de törende yoktu.

Vardıktan kısa bir süre sonra 11.20 gibi en ön sırada KCK Eşbaşkanı Bese Hozat’ın olduğu 15’i kadın, 15’i erkek 30 kişilik gerilla birliği tören alanına geldi. Okunan iki sayfalık Türkçe ve Kürtçe metinlerin ardından tek sıra halinde silahlar kurulan platformda ateşe verildi. Bese Hozat vs KCK yöneticisi Nedim Seven ateşi birlikte yaktı. Ardından da grup geldiği yere, dağlara geri döndü.

Seçilen dağ geçiti, silah........

© Birgün