İki Kemal
2014 yılında, henüz masa devrilmeden, mecliste bir komisyon kurulmuştu. İnsan Hakları Komisyonu içinde bir alt komisyon kurulmuş, bir masa etrafında mağdurlar dinleniyordu. Kızı, Yeşil kod adlı JİTEM’ci Mahmut Yıldırım tarafından işkence ile öldürülen Hıdır Öztürk’ün dokunaklı konuşması, masadan bir şeyler çıkacağı yönünde iyimser bir beklenti yaratmıştı.
Masa, sadece Hıdır amca gibi ağır yaralıları değil, baroları, sivil toplum örgütlerini, insan hakları örgütlerini, diğer kuruluşları dinlemişti. Dinlenenler arasında Kemal Burkay da vardı.
Kemal Burkay’ı komisyona –hemşerisi olarak- davet ettim. Avrupa’dan çıktı, geldi. Komisyon o oturumda çok kalabalıktı. Herkes Kemal Burkay’ı dinlemeye gelmişti.
O sakin, saygılı, içten sözlerle Kürt sorununu anlatmaya başladı. Konuşması devam ettikçe Kürkçü ve Sakık da salona girdiler. Hatta Ertuğrul yarı alaylı sorular sordu, Kemal Burkay onları sabırla cevapladı.
Toplantı bitti, kalktık, kapıya doğru yürüdük, biz onu yemeğe almak istemiştik. Bizi nazikçe reddetti. “Bakan beye söz vermiş”ti; “çok üzgün”dü, “bizimle olamaz”dı. Konuk edemediğimiz için –o kalabalık grup- üzüldük tabii. Ama konu burada bitmiyor, asıl bundan sonra başlıyor.........
© Birgün
