menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gramsci’yi Trump tanır mı?

45 22
13.05.2025

Hafta sonu Cenevre’de sürdürülen ABD-Çin ticaret görüşmeleri 90 günlük bir ateşkes ile sonuçlandı. Buna göre bu dönem boyunca Çin mallarına uygulanan gümrük vergisi 5’ten 0’a düşmüş olacak. Buna karşın ABD’den yapılan ithalata Çin  vergi uygulayacak. Aslında bu geçici uzlaşma, Trump’ın 2 Nisan “Kurtuluş Günü”ndeki, “Soyulduk,yağmalandık” sözleriyle ilan ettiği keskin tezlerinden geri adım atması anlamı taşıyor.

Zaten bu süreçte Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Trump’ın görüşme taleplerine kulak asmadı. Nisan ayında Çin’in ihracatının %8,1 artması da konulan ağır gümrük vergilerinin ekonomide travmatik bir etki yaratmadığını gösterirken, ABD’de market raflarının boşalmaya yüz tuttuğu gözlendi. Tüm bunlar Pekin’in elini güçlendirdi. ABD heyetine Hazine Başkanı Scott Bessent’in başkanlık etmesi de şahin duruşuyla tanınan Trump’ın danışmanı Peter Navarro’nun görüşlerinin arka plana itilmesi, daha ılımlı bir zihniyete yetki verilmesi olarak yorumlanabilir.

Ticaret pazarlıkları tartışıla dursun, Trump yeni dönemin ilk yurtdışı gezisini Körfez monarşileri Suudi Arabistan, BAE ve Katar’a yapmak üzere yola çıktı. Gezinin jeopolitik bir gündemi olmadığı vurgulanarak, söz konusu Arap ülkelerinin Gazze’de soykırım sürürken bu trajediyi gündeme bile getirmeyecekleri, ABD’yle ekonomik işbirliğini öne çıkaracakları, yani az ötede kan akarken kendi maddi çıkarlarına bakacakları anlaşılmış oldu.

Geziye Elon Musk, Sam Altman, Mark Zuckerberg ve Larry Fink gibi Trump’ın milyarderler karması da katılıyor. Böylelikle gerici Körfez ülkelerinin petrodolarları ile ABD’nin teknoloji devleri arasında bir bütünleşme amaçlanıyor. Suudi Veliahtı Muhammed bin Salman dört yılda ABD’ye 600 milyar dolar yatırım taahhüdünde bulunurken, BAE 10 yılda 1.4 trilyon dolar yatırım sözü verdi. Gezinin Doha ayağında Katar’ın da yüz milyarlarca dolarlık bütçeyle bu kervana katılması bekleniyor. Büyük ölçüde silah ve uçak alımlarını içeren anlaşmaların, bir bakıma çok kutuplu bir dünya tasarımında Çin ve Rusya ile de yakın ilişkiler geliştiren Körfez rejimlerinin, dengeyi yeniden ABD lehine kurma anlamı taşıdığı da düşünülüyor.

Benzer bir gezi Biden, Clinton, Obama dönemlerinde de düzenlenebilirdi. Trump’ı önceki başkanlardan ayıran nokta, hiç gizlemeye gerek duymaksızın ABD’nin gücünü ve ağırlığını kendi zenginleşmesi için seferber etmesidir. Ön hazırlık olarak geçtiğimiz haftalarda oğlu Eric Trump, ailenin emlak ve kripto para girişimleri için BAE ve Katar’ı ziyaret etti. Ardından Dubai’de süper lüks bir otel ve kule,........

© Birgün