Kürt sorununun çözümü yaşamsal önem taşıyor…
Hani derler ya, “sütten ağzı yanan yoğurttu üfleyerek yer!” Geçtiğimiz günlerde, ülkemizin en önemli meselelerinden biri olan “Kürt sorunun çözümüyle” ilgili yeni bir gelişme oldu…
TBMM’nin açılışında yani 1 Ekim’de, Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına giderek Eş Başkanların elini sıkmasıyla başlayan, yeni barış dönemi nihayet, Şubat’ın son günü Abdullah Öcalan’ın “PKK silah bırakarak kendini feshetmelidir.” açıklamasıyla önemli bir noktaya geldi…
∗∗∗
Daha önce iki kez denenen ve “açılım” olarak tanımlanan toplumsal barışmayı sağlayacak adımlar maalesef, AKP iktidarınca hep yarıda bırakıldı…
Çünkü AKP iktidarı bu konuda samimi değildi… Sonra da olmadı! Cumhur İttifakı tarafından 3. Kez adım atılıyor…
Umarım ve dilerim ki bu kez, sonuna kadar samimi, gerçekten barışı oluşturacak düşüncelerle özdeşleşmiş bir siyaset oluşur… Yani Türkiye’nin, laik demokratik sosyal Hukuk devleti olması, çağdaş hak ve özgürlüklere sahip saygın ve gelişmiş bir ülke haline dönüşmesi için gerekli tüm yapılanma başarıyla tamamlanır…
∗∗∗
Aslında “temkinli iyimserlik” içindeyim… İktidar partileri sözcülerinin yaptıkları açıklamalardan asıl amaçların, bu “yeni açılım ya da toplumsal barış” talebinin Türkiye’nin demokratikleşmesi adına değil de öncelikle, “Partili Cumhurbaşkanlığı” ucube rejiminin, bazı düzeltmelerle devam etmesi ve Erdoğan’ın “ilelebet Cumhurbaşkanı” olarak kalması adına yapılan bir kurgulama olduğunu anlıyorum… Açılım için gerekli demokratik........
© Birgün
