Sanal gerçeklik
Hiçbir iktidar klinik standartlara göre kendisinin çoktan öldüğünü göremez. O iktidarın ideolojisine bağlanmış ve her ideolojide olduğu gibi yaratılan sanal gerçekliğin içinde kendisini konumlandırmış hiçbir özne de bu ölümün farkında olmaz. Dominik Finkelde, ‘The Remains of Reason On Meaning after Lacan’ kitabında, iktidarın bu ölüme dair bilgiyi nasıl sonuna kadar bastırdığını, sokak gösterileriyle sanal gerçekliklerin nasıl çökebileceğini anlatıyor. İktidarların hayatta kalmasının tek koşulu, kuvvetli bir güvenlik gücü değil, insanların toplu bir proje oluşturma veya sosyal sözleşmeyi sürdürmeye devam etme arzusudur. Eğer bu arzu, hayal kırıklıklarıyla sona ermişse ya da bu arzu çoğunluk tarafından artık paylaşılmıyorsa başka bir sanal gerçeklik devreye girer, özneler bu yeni gerçekliğin içinde kendisini konumlandırmaya başlar.
Finkelde, bu sanal gerçeklik durumunun, medya, dini topluluklar, sivil toplum örgütleri, fikir ve fantezi ağları arasındaki uyumla sağlanabildiğini, bu uyumun bozulmasıyla birlikte kolektif olarak yaşanan gerçekliğin parçalara ayrıldığını yazmış. Devlet ya da........
© Birgün
