İç cephe: Bir ‘Muhalefetsiz Türkiye’ projesi
İktidar cephesi içeride ve dışarıda cereyan eden her olayı, ülkeye kendi siyasi ajandasına uygun bir doğrultu çizmek amacıyla araçsallaştırıyor. Kendi bekası ile memleketin bekasını eşitleyerek, mevcut gücünü koruma ihtiyacının -bir partinin, liderin, grubun ve ittifakın siyasi rekabette üstün gelme gayesinden bağımsız- “ulvi” bir mertebede, “vatanın, milletin ve devletin âli menfaatlerinin” bir gereğiymiş gibi algılanmasını istiyor.
Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu tarihi kırılma dönemi, anbean iç ve dış etkilerle biçimleniyor. Ülkedeki başat siyasi kutuplaşma, demokratik bir düzen talep edenlerle onu reddedenler arasında. AKP-MHP ittifakı karşısındaki çoğunluk, en geniş ifadeyle demokrasi blokunu oluşturuyor. Bu blokta siyasi çeşitlilik ve pek çok konuda görüş farklılığı söz konusu olsa da ortak payda, demokratik düzene bağlılık. Azınlığa düşen ve temsil çapı daralan iktidar bloku ise halkın geniş kesimlerinden yükselen ve giderek yaygınlaşan değişim talebini, devletin kritik kademelerinde elde ettiği hâkimiyeti kullanarak, sert ve baskıcı yöntemlerle sindirme stratejisi izliyor.
Fakat iktidarın baskı kurmaya yarayan gücü, ona uzun vadeli bir menzil sunmuyor. Türkiye gibi bir ülkede, sınırsız baskı belirli bir dönem aralığında yoğun şekilde uygulanabilir ve iktidarın işini kolaylaştırabilir ancak biteviye bir yönetme enerjisi sağlayamaz. Bunun için ideolojik meşruiyet ve toplumun yeter çoğunluğunun rıza gösterdiği siyasi anlatının üretilmesi, yani hegemonya tesisi gereklidir. Hegemonya geliştirmeden, salt devletin zor aygıtlarıyla ayakta kalmaya çalışan iktidarlar, kurdukları baskı kadar kendilerini yıkacak ölçekte kriz ve tepki biriktirir. İktidar bloku da elbette bunun farkında. Bunu, sert baskı dönemine eşlik eden siyasi anlatı inşa etme çabasından anlamak mümkün.
Bu konjonktürde iktidar, siyasi anlatı inşa etme çabasına hizmet etmesi için “iç cephe” argümanını tedavüle soktu. “İç cephe” formülasyonu, bir ateş çemberi olan Ortadoğu’da “Türkiye’nin varlığı ve bütünlüğünü sağlama” ihtiyacına dayanıyor. “Terörsüz Türkiye” de bunun bir bacağı... “Dış güçler terör kartını........
© Birgün
