CHP ve DEM Parti nerede ayrıştı?
Günlerdir konuşulan İmralı ziyareti önceki gün gerçekleşti. AKP, MHP ve DEM Parti’den oluşan Komisyon heyeti, adaya giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Böylece Erdoğan’ın, 12 Temmuz’da yaptığı konuşmada dile getirdiği “AK Parti, MHP ve DEM beraber yürümeye karar verdik” sözü, şimdiye kadarki en somut karşılığını buldu.
Erdoğan bu açıklamasını, PKK’nin silah bırakma töreninden bir gün sonra yapmış ve “Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir” diyerek, sürecin “başarı” emaresi gösterdiği ilk olayda, tutuk tavrını bir kenara bırakıp fırsatı değerlendirmeye çabasına düşmüştü. Ancak devam eden günlerde yine siyasi risk almamak adına olan biteni uzaktan izlemeyi tercih etti.
Partili Cumhurbaşkanı’nın tarif ettiği “beraber yürüme” halinin hangi durağa kadar süreceğini ya da isimli/isimsiz siyasi bir ittifaka dönüşüp dönüşmeyeceğini zaman içinde öğreneceğiz. Bu sözler ilk tartışılmaya başladığında DEM Parti’nin ileri gelenleri muhalif kesimleri yatıştırmak amacıyla bazı açıklamalar yapmıştı. Örneğin Pervin Buldan, Erdoğan’ın bu sözleri kendisine sorulduğunda, “Yanlış bir yere çekilmesin. Bu ittifak süreç ittifakıdır. Cumhur İttifakı'yla birlikte DEM Parti’nin süreç itibariyle ortak yol yürüyeceğinin bir mesajıydı bu” demişti. Buldan’ın sözleri, muhalefetin tümüyle üstünde mutabık olmadığı bir yaklaşımın ürünüydü ve o günkü sürtüşme İmralı ziyareti tartışmasıyla yeniden açığa çıktı.
CHP ile DEM Parti arasında yürütülen yeni açılım sürecine dair temel bir ayrım var. CHP’nin İmralı heyetine üye vermeme kararı sonrası su yüzüne çıkan polemikler de bu temel ayrımla ilgili. CHP, yürütülen süreci önemsemek ve Kürt meselesinin Türkiye’nin çözmesi gereken tarihsel bir sorunu olduğunu kabul etmekle birlikte, bunu Cumhur İttifakı’nın iktidarda kalma hesaplarından ayrı tutmuyor. Ki politik açıdan........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein