menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yancı

35 4
22.09.2025

İlhan’ı ilk kez bir konkurda yanımıza almamızın gerçek nedeni çantaları taşımamıza yardım etmesiydi. Yakışıklı temiz yüzlü bir genç olduğu için toplantı salonunda yanımızda kalmasında sakınca görmedik. İlhan o zaman daha junior reklam yazarı, stajyerden hallice bir gençti. Konkur yine çok başarılı geçti. Ben, patron, patronun kuzeni ve müşteri grubunun başında olan gizli sevgilisinden olan dört kişilik grubumuz İlhan’ın eklenmesiyle beş kişiye çıkmıştı. Sunumda yük her zamanki gibi benim üzerimdeydi. On gündür ekip arkadaşlarımla gece gündüz çalışarak yaptığımız işleri en çarpıcı biçimde anlatmış ve müşteri adaylarımızın kalbini kazanmıştım.

Ajansa döndüğümüzde patron tüm çalışanları topladı ve artık alıştığım bir konuşma yaptı: Kendisi, kuzeni ve sevgilisinin zerre katkısı olmayan bir başarıyı “ekip çalışması” olarak tanımladı. Kendince dengeleri kollamak, kıskanç kuzeni ve sevgilisinin şerrinden korunmak için söylediği “ekip” gibi muğlak bir ifadenin içindeki bir nesneden ibarettim. Kalkıp “Ama her şey benim yüzümden oldu” diyecek halim yok, sessizce arkada durup finaldeki alkışa eşlik ettim.

Kalabalık dağılınca İlhan yanıma geldi ve “Abi mükemmeldin, sunumu sırtladın, zaten fikirler de senin fikrindi ama başka kimse senin gibi anlatamazdı” dedi. Bugüne kadar kimseden böyle bir söz duymamıştım. Konkurlarda ve sunumlarda ne yaşandığını ajansta kimse bilmez ve herkes onlara beyan edildiği gibi sonucu, sanki dört kişinin ortak başarısı gibi öğrenirdi. İlhan bununla yetinmedi ve yaratıcı gruptakileri toplayıp sunumu, daha doğrusu beni, ballandıra ballandıra anlatmaya başladı. Öyle güzel hikayeleştiriyordu ki, bazı şeylerin gerçekten yaşanıp yaşanmadığını ben bile sorguladım. Anlattıkları olağanüstüydü, gözlerim yaşararak İlhan’a sarıldım ve “ticaretle uğraşıyorum” diyen çok zengin insanların sahte tevazusuyla konuştum: “Biraz abarttın ama sağol. Bu benim değil, hepimizin başarısı”

∗∗∗

İlhan’ı o günden sonra her toplantıya götürdüm. Hiç gocunmadan en ağır sunum çantalarını taşıyor, bir dediğimi iki etmiyor, dönüşte ajanstakilere diğer üç kişinin bir şey yapmadığını ve tüm başarının benim eserim olduğunu, eski destan anlatıcıları gibi anlatıyordu. Ona göre ben sıradan bir reklamcı değil, herkesin kazanan tarafta olmasını sağlayan gizli güç, hakkı yenen bir usta ve........

© Birgün