Gazeteci İrfan Değirmenci ve 12 TİP'li serbest bırakıldı
Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) bugün Kadıköy’deki Yoğurtçu Parkı'nda gazeteci İrfan Değirmenci'nin katılımıyla düzenlediği etkinliğe polis, hiçbir gerekçe göstermeden müdahale etti.
Aralarında TİP Parti Meclisi Üyeleri, il yöneticileri ve parti üyelerinin de bulunduğu 42 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınan 42 kişiden biri gece, 28'i savcılıktan serbest bırakıldı. Aralarında İrfan Değirmenci'nin de olduğu 13 kişi ise Kartal Adliyesi'nden serbest bırakıldı.
Gözaltılarla ilgili açıklama yapan TİP, şöyle dedi:
“Dün İstanbul Kadıköy'de gözaltına alınan Parti Meclisi üyelerimiz İrfan Değirmenci, Ilgaz Özer ve beraberindeki yoldaşlarımız serbest bırakıldı.
“Dayanışmasını esirgemeyen, haksızlığa ses çıkaran tüm halkımıza teşekkür ediyoruz. Eşit ve özgür bir yaşam için mücadelemiz sürecek.”
Gözaltına alınanların Vatan Caddesi'nde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğünü söyleyen TİP LGBTİ Bürosu'ndan Talya Aydın, yaşananları şöyle anlattı:
“Bugün Yoğurtçu Parkı’nda düzenlediğimiz etkinlik, Kaymakamlıktan izin alarak organize ettiğimiz bir etkinlikti. İrfan Değirmenci de etkinlik kapsamındaki halk forumunda bir konuşma yaptı. Değirmenci, yalnızca haziran ayının Onur Ayı olduğundan ve LGBTİ bir yurttaş, eşcinsel bir gazeteci ve siyasetçi olarak açılma sürecinden, yaşadıklarından bahsetti. Ardından polis, parktaki herkesi doğrudan ablukaya aldı. Hukuksuz bir müdahaleydi bu, çünkü doğrudan Değirmenci'nin konuşmasına yönelik sansür şeklinde uygulandı.
“Zaten 2911’e (Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu) uygun davrandığımız hâlde bir koridor açılmadı, dağılmamıza izin verilmedi. Nihayetinde aralarında parti üyelerimizin ve etkinliği dinlemeye gelen yurttaşların da olduğu 40’a yakın kişi gözaltına alındı. Yani özgür yaşamakta ısrar eden, kimliğini açıkça ifade eden bir yurttaş olan İrfan Değirmenci ve onunla birlikte oradaki tüm örgütlü ya da örgütsüz yurttaşlar, anayasal hakları gasbedilerek gözaltına alındılar.
LGBTİ varoluşunun “makbul yurttaş” anlayışıyla baskı altına alındığını ve buna karşı hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yoldaşımız İrfan Değirmenci, LGBTİ kimliği nedeniyle zaten uzun zamandır sosyal medya üzerinden hedef gösteriliyordu. O yüzden maruz kaldığı saldırının rastlantı olduğunu söyleyemeyiz. Ancak şunu vurgulamak önemli: Türkiye Cumhuriyeti’nde LGBTİ olmak, bir yurttaşın eşcinsel olması suç değil. Bu konuda herhangi bir yasa yok. Evet, LGBTİ kimliğinin kriminalize edilmesine dair yasal bir hazırlık yapılıyor. Ancak daha yasama organı böyle bir karar almamışken, yürütmenin en alt kademesi olan kaymakamlık ve onun görevlendirdiği polis, bugün hiçbir hukuki dayanağı olmadan tamamen kişisel takdirle müdahalede bulundu.
“Bu yeni bir hukuksuzluk boyutu. Türkiye Cumhuriyeti’nde LGBTİ olmak ne yasak ne yasa dışı. Daha birkaç gün önce, yasa ile düzenlenmesi gereken tıbbi bir sürecin yalnızca bir bakanlık genelgesiyle 18 yaşından 21 yaşına çıkarılması gibi örnekler yaşadık. Bugün de bu ‘oldu bitti’ anlayışıyla yapılan uygulamaların sahadaki karşılıklarından birini daha görmüş olduk. Tıpkı geçen hafta Trans Onur Yürüyüşü’nde gördüğümüz gibi. ‘Makbul yurttaş’ anlayışı, açık bir şekilde seçilmiş kelimeler ve anahtar cümlelerle LGBTİ varoluşunu baskılayan bir denetim mekanizmasına dönüştü. Buna karşı hep birlikte mücadele etmekten başka çaremiz yok.”
Değirmenci'nin gözaltına alınmasıyla ilgili açıklama yapan DİSK'e bağlı Türkiye Basın Yayın ve Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) ise şöyle dedi:
“Üyemiz, gazeteci İrfan Değirmenci, Onur Haftası kapsamında Yoğurtçu Parkı'nda düzenlenen TİP etkinliğinde konuşma yaptığı sırada gözaltına alındı.
“Meslektaşımız İrfan Değirmenci'nin gözaltına alınması, Onur Haftası'na, eşit yaşam ve adalete müdahaledir! Buradan sesleniyoruz: Meslektaşımızı ve gözaltına alınan herkesi derhâl serbest bırakın!” (TY)
Hürriyet veya hürriyetin gölgesi görüş açıklama hakkı verir mi?
Görüş açıklamak suç mudur? Kanunlar ve savcılara göre bazen suçtur.
Her söz suç sayılmaz, her söz söyleyen suçlu değildir.
Esas olan herkesin görüş edinme ve açıklama hakkı vardır.
Görüşlerini açıklayanları kim korumalıdır?
Söz söyleyeni, yazı yazanı, görüş açıklayanı, görüş edinme hakkı olanları savcılar korur, korumalıdır.
Bir profesörümüz; savcıların ceza muhakemesinin “imparatoru” olduğunu söylemişti.
Mayıs 2005 tarihi itibarıyla Avrupa Savcıları Konferansında “Savcılar için Etik ve Hareket Tarzlarına İlişkin Avrupa Prensipleri” kabul edildi. Savcılar için kabul edilen prensiplere göre; Toplum adına ve kamu yararına hukukun uygulanmasını sağlayan kamu yetkilileri savcılardır. Dava açma görevi dâhil, savcıların temel görevi her zaman ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak görevlerini icra etmeleridir. Görevlerini adil, tarafsız, tutarlı ve olarak yerine getirmelidirler. İnsan onuru ve insan haklarına saygı duymalıdırlar. Görevlerinde bu değerleri korumalı ve desteklemelidirler. Toplumun genel çıkarı ve kamu yararına uygun olarak birey hakları arasındaki adil dengeyi bulmaya çalışırlar. İddianame yazma işinde, savcılar;........
© Bianet
