menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"İkincil cinsiyet özellikleri belirginleştikçe bedensel cinsiyeti değiştirme gereksinimi artar"

11 0
18.07.2025

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 18 Haziran Translarla Eşitlik Günü ve Trans Onur Haftası'nın hemen ardından, 81 ilin valiliklerine gönderdiği yazıyla transların cinsiyet uyum süreçlerinde kullandığı hormon ilaçlarına yaş sınırı getirdi.

Medeni Kanun’un cinsiyet uyum süreçlerini düzenleyen maddesinde ameliyat için 18 yaş sınırı bulunmasına rağmen, Bakanlık “cinsiyet hormonu ilaçlarının suistimali” gerekçesiyle testosteron içeren ilaçlar, gonadotropin salıverici (GnRH) analogları ve tek başına 2 mg ve üzeri östrojen içeren ilaçların 21 yaş altındaki kullanımlarını kısıtladı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), 11 Temmuz’da yayımladığı açıklama ile kararının bilimsel ilkelere, tıbbi etik kurallara ve bireylerin sağlığa erişim hakkına açıkça aykırı olduğunu belirtti.

Ruh sağlığı uzmanı Prof. Dr. Şahika Yüksel ile hormon ilaçlarına yaş sınırı getirilmesini, trans 'ların sağlık hizmetlerine erişimini ve ruhsal destek süreçlerini konuştuk.

Kişinin doğumunda atanan cinsiyetine dair rahatsızlık hissetmesi, hem kişiler açısından hem de toplumsal düzeyde önemli sonuçlar doğurabiliyor. Cinsiyet hoşnutsuzluğunu psikiyatri alanında nasıl tanımlıyorsunuz?

Cinsiyet kimliği ve bedensel cinsiyeti örtüșmeyen kișilerin bedensel cinsiyet özelliklerinden ve bu cinsiyetle ilișkili cinsiyet rolüyle ilgili beklentilerden duyduğu rahatsızlık cinsiyetinden hoșnutsuzluk (gender dysphoria) olarak adlandırılır. Bedensel cinsiyetiyle örtüşmeyen bir cinsiyet kimliği olan cinsiyetinden hoşnut olmayan –transgender– bireyler, kendilerini ait hissetikleri kimlikleri ile bireysel ve toplumsal yaşamlarında var olma mücadelesi vermektedirler. Bu durum trans kişilerin bedensel özellikleriyle ve kendilerinden beklenen cinsiyet ifadesi ile yaşamın her alanında yoğun bir çatışma içerisine sokmaktadır.

İnsanların pek çoğu doğumdan atandığı cinsiyetten memnundur. Sadece estetik kaygılarla daha kısa daha uzun, daha geniş omuzlu veya zayıf olmak isteyebilir. Cinsiyetini benimsemiş kişiler bir kişinin cinsiyetinden hoşnutsuz olmasına kolay kolay anlayamaz, empati duymakta zorlanır. Oysa, cinsiyet hoşnutsuzluğun tarih boyu var olduğu biliniyor. Ancak, 20 yüzyılda tıbbi gelişmeler, hormon ve ameliyatlar değişiklikleri hissedilen cinsiyete taşınmaya imkân vermiştir.

Doğumdan atandıkları cinsiyetin bedensel özelliklerini sergilemek, cinsiyetinden hoşnut olmayan bireylerin iyi olma hâlini ve ruhsal durumunu derinden etkiler. Diğer yandan topluma egemen olan ikili cinsiyet düzeni, bireyleri katı bir şekilde sınırları çizilmiş erkek ve kadın cinsiyet kategorilerine sığmak zorunda bırakmaktadır. Toplumsal baskılar, birçok ülkede son yıllarda yapısal şiddet olarak yaşanmaktadır.

Toplumsal baskı, olumsuz tutum cinsiyetinden hoşnut olmayan birey tarafından da içselleştirilerek olumsuz benlik imajı gelişmesine, kimi zaman ciddi ruhsal bozuklukların belirmesine neden olabilir. Kişi gerçek kendini dışa vurduğunda ailede, okulda, işte ve sokakta damgalanma, dışlanma ve ayrımcılığa maruz bırakılmaktadır. Bu onların eğitimden ve sosyal ilişkilerden uzaklaşıp eve odalarına kapanmaya iter. Özellikle ergenlikte bulûğ ile hormonal değişikliklerle cinsiyet özellikleri geliştiğinde zorluk artar. Aynı zamanda yaşama hazırlanma, formasyon devresinde aile okul ve diğer toplumun desteği çok önem taşır.

Cinsiyet kimliğiyle bedensel cinsiyet arasında uyumsuzluk yaşayan bireylerle çalışan bir ruh sağlığı uzmanının rolü ve sorumlulukları nelerdir?

Her birey ayrımcılık yapmadan aynı bilimsel ve etik anlayışla değerlendirilir. Kişiye yansız ve yargısız bir ilişki içinde kendini tanıma imkanı sağlamak, bütünlüklü bir kimlikle arzuladığı şekilde toplum içinde yaşamını sürdürmesine destek olmaktır. Geçiş süreciyle kişi cinsiyet kimliğine uygun sosyal görünüme ve bedensel özelliklere sahip olabilmektedir. Bu süreç yasal bir çerçevede sürdürülen hormon tedavileri ve cerrahi işlemler gibi tıbbi müdahaleleri de içermektedir. Bireyin kendine özgü talep ve beklentileri, tıbbi koşullar, yasal süreç, bireysel ve çevresel imkan ve sınırlılıklar değerlendirilerek, bireye en uygun şekilde uzun vadeli bir geçiş planının birlikte yapılması gereklidir.

Şunu açıklıkla ifade etmek gerekir ki kimse kimsenin kimliğini değiştiremez. Ancak kimliğini saklamasına neden olabilir. Ben Edirne’de doğmuşsam Edirneliyim, Kars’ta doğmuşsam Kars’lıyım. Ama Edirnelilere/ Karslılara eziyet eden bir bölgede yaşıyorsam memleketimi söyleyemem. İnsanın kimliğini gizlemesi ona ağır bir yük olur ve ruh sağlığını olumsuz etkiler.

Yasal prosedür nasıl işliyor?

TMK 40. Madde ile cinsiyet uyum süreci ile ilgili yasal süreç, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de reşit olunan yaş 18 idi. Türkiye’de 18 yaşından itibaren bireyler oy kullanabilir, bankada kendi adlarına hesap açabilir, sürücü ehliyeti alabilir. İki hafta kadar önce yayımlanan bir kararla kişilerin cinsiyetlerini değerlendirme yeterlikleri 21 yaşına ertelendi.

Aslında cinsiyet uyum süreci ve nihai karar, 18 yaşında ehliyet almak gibi. Sürücü belgesi almak için yazılı ve uygulamalı sınavları geçerseniz ehliyetiniz olur. 18 yaşınızda ehliyetiniz otomatik olarak gökten zembille gelmiyor.

18 yaşına gelen herkese cins hormonları veriliyor mu ya da ameliyat olabiliyorlar mı?

Bilimsel olarak standart rehberlerimiz var. Dünya Sağlık Örgütü (WHO/DSÖ) hastalık sınıflamalarında ilkeler tanımlamıştır. Bunlar sürekli güncelleniyor. Sonuncusu ise 2023’te düzenlendi. Bu değerlendirme basamaklıdır: Önce sosyal açılım, sonra tıbbi dönüşüm. Tıbbi dönüşümün ilk aşaması hormon kullanımıdır; kişi hormon tedavisinden vazgeçerse, etkileri genellikle geri dönebilir. Yeterli süre hormon kullanımı sağlandıktan sonra ise geri dönüşü olmayan cerrahi müdahalelere geçilir. Değerlendirmenin süresi kişiye göre değişir.

Ruh sağlığı uzmanı, birden çok disiplin tarafından sürdürülen bu değerlendirme ve izlem sürecinin planlanmasından başlayarak her basamağında önemli rol oynamaktadır. Psikiyatrın bu süreçte bireyin yanı sıra ailesi ve yakınlarına da destek sağlaması önemlidir. Bu işbirliği aileleri çok rahatlatıyor. Gençlerle iletişim artıyor, çatışma azalıyor. Psikiyatr tarafından bu sürecin etik ilkeler ve bilimsel araştırmalar doğrultusunda güncellenen uygulama kılavuzları doğrultusunda yönetilmesi, bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik halinin sağlanması ve sürdürülmesine hizmet etmektedir.

Çocukluk ve ergenlik döneminde cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve bedensel cinsiyet arasındaki ilişkiler nasıl şekillenir?

Transgender bireyler bazen iki yaş gibi erken dönemlerden itibaren benimsedikleri cinsiyet kimliğine uygun giyinmek, görünmek ve davranmak ister. Çocukluk döneminde bedensel cinsiyetle uyumlu özelliklerin olması nedeniyle, ergenlik ve erişkinlik döneminde cinsel kimlik özellikleri kestirilemez.

Ergenlik döneminde gençler fiziksel, sosyal ve duygusal değişimler yaşarlar. Üreme organlarından, ikincil cinsiyet özelliklerinden, ilişkili fizyolojik süreçlerden rahatsızlık duyabilirler. Dışarıdan nasıl görüldüğünü her ergen önemsediği için, onlar açısından cinsiyetini açıkça sergileyen işaretler çok önemlidir. Belirginleşen cinsiyetinden hoşnutsuzlukla birlikte okul reddi gibi uyum sorunları görülebileceği gibi, bu dönem intihar riski dahil ciddi anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve benzeri ruhsal sorunlara gebe olabilir. Sürekli bedenlerini gizlemeye çalışırlar. Ergenin duygusal ve cinsel yakınlığa ilgi ve isteği artar. İkincil cinsiyet özellikleri belirginleştikçe bedensel cinsiyeti değiştirme gereksinimi artmaktadır.

Ergenin kimliğini tanımanın bu evresinde ikili cinsiyete göre normalize eden, heteroseksist hatalı bilgiler, transfobinin içselleştirilmesine, kişilerin kendilerini suçlamalarına, utanmalarına, daha da yalıtmalarına ve erişkin yaşamlarına uzanan sorunlara yol açar. Ailenin ve kendisinin dini bağlılığının yüksek olması bu sorunların........

© Bianet