menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Staj yazısı yazmak

14 0
previous day

“bianet’te stajyer olmak” kolay gibi görünse de, yazması kolay olmayan bir yazı benim için. Ne yazacağımı bilmek; ama nasıl aktaracağımı bilmemekle beraber başladım artık yazmaya.

Üniversitede gazetecilik bölümünden mezun olduktan sonra, “Şimdi ben ne yapacağım, iş bulabilecek miyim, farklı bir iş alanında mı çalışacağım?” gibi kafam da binlerce soru!

bianet’le tanışmam, üniversitede derslerine girdiğim Barış Hoca ile başladı. Ondan aldığım birçok ders, özellikle hak odaklı habercilik dersimiz, kaynak kitap olarak Sevda Alankuş’un eserleriyle başladı. Yurttaş Gazeteciliği dersimizde ise bağımsız habercilik yapan kurumlar arasında karşıma çıktı bianet.

O dersimizden sonra bianeti araştırdım, her gün olmasa da yapılan haberleri ve verilen eğitimleri takip ettim. Mezun olduktan sonra memlekete döndüm, orada yapabileceklerim sınırlıydı. Bir şeyler yapmam gerekiyordu, memlekette kalsam gazetecilik yapabileceğim yerler çok azdı. Tam o sırada bianet’in Temel Gazetecilik Atölyesi ilânını gördüm, hemen başvurdum ve başvurum onaylandı. Atölye günü ben ve bir arkadaşım erken gelmiştik. Birlikte haber merkezini gezdik. Haber merkezinden çok etkilenmiştim, herkes yapacağı haberlere odaklanmıştı. Hızlı hızlı kullanılan klavye tuşlarının sesi de beni en çok etkileyenler arasındaydı.

Atölyeden sonra staj başvurularından bahsedildi. Anında başvuru yapmak istedim; ama başvuru formundaki her satırı doldurduktan sonra biraz beklemek istedim. Sonunda gönderdim formu. Kısa süre sonra başvurumun onaylandığı bir e-mail aldım ve kimseye belli edemesem de çok mutlu oldum.

Staja başlamadan bir hafta önce Leyla (abla), stajıma dair bilgi vermek için beni aradı. Staja başlama saatimiz 09.00’dı. Leyla Abla’ya, “Yarım saat erken gelebilir miyim?” diye sordum ve “Erken gelirsen kapıda kalırsın,” yanıtını aldım. O böyle söyleyince garip hissettim, çünkü her yere erken giden biriydim.

İlk gün herkesle tanıştım ve nereye oturacağımı bilemediğim için herhangi bir yere oturdum. Ne yapacağımı bilmiyordum, heyecanlı ve stresliydim. Sorulan ilk sorulardan biri “Hangi alanda haber yapmak istiyorsun?” oldu. Cevap verdim; ama ne dediğimi hatırlamıyorum, kimse daha önce bana bu soruyu sormamıştı. Haliyle, ben de bilmiyordum bu sorunun cevabını. Ama artık biliyorum ve verecek bir cevabım var.

Mesai saatinin bitmesine yakın Hikmet’in “İsrail’in Gazze’de öldürdüğü gazeteciler için basın açıklaması yapılacak, gelmek ister misin?” sorusuna hiç düşünmeden “Evet, gelirim!” dedim.

Ertesi gün basın açıklaması için erkenden Levent’teki İsrail Konsolosluğu’na gittim. Daha önce böyle bir deneyimim yoktu. Ama şans ya, bu sefer de telefonum bozuldu. Ne yapacağımı, Hikmet’e nasıl ulaşacağım bilemediğim için korktum. Neyse ki bir şekilde buluştuk. Basın açıklamasına gelenlerden çok polisin olması da beni korkutmuştu.

Ofise dönüşte “Bugün ne öğrendin?” diye sordular, bu soru benim için kıymetliydi, çünkü önemsendiğimi hissettim. Bundan sonra yaptığım her haberin bana ne öğrettiği, ne kattığı sorularını sormam, kendimi geliştirmem için gerekliydi. bianet’teki ilk haberim yayımlandığında çok heyecanlandım; ama bir yandan da tedirgindim. Acaba haberim, yapmak istediğim gibi miyidi, haberimi beğenecekler miydi… Hiç de tedirgin olmama gerek yokmuş.

bianet’teki staj sürecim bana çekinmeden soru sormam gerektiğini, hangi alanda haber yapmak istediğimi keşfetmeyi, farklı görüşlerden herkesin söz sahibi olabileceğini ve en önemlisi ne olursa olsun gazetecilik yapmaya devam etmem gerektiğini öğretti.

Sevgili staj arkadaşlarım; Deniz, Beyzak, Ayşenur, sizlerle de iyi ki tanıştım. Bana kattıklarınız, verdiğiniz fikirler için size de çok teşekkür ederim. Umarım başka güzel yerlerde, işlerle karşılaşırız.

bianet haber merkezi, bana kattığınız her şey için hepinize çok teşşekür ederim. Bu bir veda değil, yapılacak olan herhangi bir atölye katılımcısı olarak gelene kadar, sağlıcakla kalın. (SÖ/TY)

Bianet’de öğrendiğim ilk derslerden biri “yazmak için önce okumalı, senden öncekiler ne yapmış bilmelisin” oldu. Bu öğüde uyarak diğer stajyerlerin yazılarına bir kez daha göz gezdirdim. Pek çoğu ilk günle başlıyordu, ben de öyle yapacağım.

bianet’teki ilk sabahımda, stajyerlerin rahatça soru sorması ve destek istemesi dikkatimi çekmişti. "Bir iş yerinde insan nasıl bu kadar rahat olabilir?" diye düşünmüştüm. Bugün ofisteki son günüm ve anlıyorum ki bianet’in çalışma ortamı, kurumsal kimlikten uzak, samimi bir çalışma alanı sunuyor. Uzun zaman önce yolu bianet’ten geçmiş bir diğer stajyer Pınar Ağabey’in yazısına katılıyorum; burası "Tadında bir rahatlık ortamı." O ilk günkü çekingen ve stresli halimi, neşeli ve sakin bir hal aldı benim de zamanla, rahat rahat her şeyi sorar oldum. Bu da stajda öğrendiğim pek çok şeyden bir diğeri: "Cevabını alamadıysan tekrar sormaktan asla çekinme." "Hala oldu bu iş" diyemesem de burada ilk yazdığım ve son yazdığım haber arasındaki farkları görmek beni çok mutlu........

© Bianet