menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

LeMan Dergisi ve karartılmış TV ekranları

39 1
07.07.2025

Televizyonların yayınları karartılıyor, varlar ama yoklar…Habere erişim yasak!

Leman dergisi şeriat isteyenlerin baskınına uğruyor. Karikatür yüzünden fırtınalar kopuyor…

RTÜK televizyon karartmakla mı görevlidir?

Leman Dergisinde ve süreli yayınlarda kim sorumludur.

Neden web sitesine erişim engellenmiştir?

Basın hürdür sansür edilemez. Güzel cümle ama basın hür değildir, sansür edilir.

Öğretide basın özgürlüğü ilkesi, Anayasanın vazgeçilmez kuralıdır. Bu özgürlüğün amacı; doğru ve gerçek bilgileri kamuoyuna ulaştırmaktır.

Halkı aydınlatma, çeşitli sorunlar üzerinde kamuoyunu düşünmeye sevk etme, tartışmalar açma, bilinmeyenleri araştırıp ortaya çıkarma basının en önemli görevleridir.

Böylece toplumda çağdaş ve demokratik bir toplum düzeni yaratılmasında adımlar atılmış olacaktır. Halka ulaştırılmasında toplum yararı olan bilgiler, olaylar ve olaylar hakkında düşünülenler gazeteciler eliyle kamuoyuna aktarılacaktır.

Basın böylelikle kamuoyunun oluşumunu serbestçe sağlayacak ve ülkeyi yönetenler üzerinde halkın denetimi de gerçekleştirilmiş olacaktır.

Basın hür değildir dersek; ifade özgürlüğü yoktur. Çünkü hukuk yoktur. Kanun vardır, uygulanmaz. Kimse sesini çıkarmaz. Sansür esastır ve yasalar üstü uygulamayla yürürlüktedir.

Televizyonların karartılacağı, basın özgürlüğünün kötüye kullandığı hakkında birçok demeç ortalığı sardığı ve sarstığı bir ortamda Basın Kanunu ve hukuki düzen ne diyor?

Basın özgürlüğü ne diyor? Gerçi ne derse desin, aldıran yok…

Basın özgürlüğünün kötüye kullanılmasının çaresi, basın özgürlüğüdür.

Ceza hukuku ilkeleri basın özgürlüğünün kullanılmasından doğan suçlarda tek başına yeterli görülmemiştir. Ceza sorumluluğu bakımından farklı kural ve ilkelerin konulması ve uygulanması gerekir. Bu ilkeler basın özgürlüğünün korunmasında gerekliliktir, zorunluluktur. “Basında ceza rejimi” farklı bir ceza hukuku sistemidir.

Basın suçları basın yayın yoluyla gerçekleşir. Diğer suçlardan ayrıdırlar ve belirli özelliklere sahiptir. Çünkü bu suçlar düşünce üzerinde etkili düşünce ürünüdürler. Bu yönüyle sui generis suçlardır. Bir başka görüşe göre; basın suçlarının çoğu düşünce suçudur (Dönmezer). Basın suçları cezalandırılabilen “bir düşüncenin açıklanması” demektir. Bazı düşünürler ise basın suçlarının ayrı bir özelliğe sahip olmadığını ve genel hükümlerin yeterli olduğu kanaatindedirler.

Şöyle ifade etmek mümkündür: “Eğer bir kanun belirli bir hareketi sırf basın yoluyla işlendiği takdirde cezalandırıyorsa, yani basılmış eserler dışında aleniyete koyucu araçlarla işlendiğinde cezalandırmamakta ise bu suçlara basın suçu diyebiliriz. Bunlar ayrı ve özel bir kategori oluşturabilirler. Bunun dışında kalan ve basın yoluyla işlenebilen suçları ise “basın yoluyla işlenen suçlar” olarak adlandırmak gerekir” (Basın Hukuku. Dönmezer-Bayraktar 6.Bası.İst.2016 Sayfa 441).

O halde basın yoluyla işlenen suçlarda soruşturma ve kovuşturma ayrı kurallara tabidir.

Eski 5680 sayılı Basın Kanunu’nu yürürlükten kaldıran yeni 5187 sayılı ve 09.06.2004 kabul tarihli Basın Kanunu’nun ilk üç maddesine göre; bu Kanun, basın özgürlüğünü ve bu özgürlüğün kullanımını düzenler. Basılmış eserlerin basımı ve yayımını kapsar. Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. Kanun böyle söylüyor ve kanunda böyle yazıyor…

Soruyu şöyle soralım: Basın suçunda cezai sorumluluk kime aittir?

Suç, bir kişinin fiili ile dış alemde değişiklik yarattığı eylemidir. Alıştığımız söylemle suç bir kişi tarafından işlenmiş olmalıdır. Ancak basın yayın yoluyla işlenen suçlarda basılmış eserin ortaya çıkmasında veya basın suçunun oluşmasında çok sayıda kişinin karıştığı ve bu kişilerin eylemlerinin birleşmesiyle basın suçunun oluştuğu görülür.

Gazete veya dergide haberi muhabir yazar. Köşe yazısını yazan gazeteci/yazardır. Karikatürü karikatürist çizer. Fotoğraf, fotoğrafçınındır.

Bunlar tek başına gazete değildir, dergi değildir. Bir araya getirilmeli ve başka kişilerin gazete, dergi veya süreli bir yayın veya süresiz bir yayın için “yayın” fiiline ayrı ayrı karışmaları gerekir. Süreli yayında örneğin gazetede sorumlu müdür bütün bunları bir araya getirebilir.

Sayfaya yerleştirir. Gazeteye/dergiye bu malzemeleri, haberleri, yazıları, fotoğrafları yerli yerine koyar. Sayfalara başka kişiler de düzen verebilir.

Sonra bütün bu toplananlar baskı makinesinde basılır ve basılmış eser ortaya çıkar. Satışa sunulur. O halde suçtan kim sorumludur?

Türk Ceza Kanunu’nun 37. Maddesinde “suçun tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur” cümlesiyle başlar ve devamında suça iştirak/faillik düzenlemesi diğer maddelerde devam eder.

Ama bu düzenleme basın suçları için yeterli değildir. Bu yüzden basın suçları için ayrı bir düzenleme yapılması ihtiyacı ortaya çıkmış ve cezai sorumluluk “basın suçu” ve basın özgürlüğü esasları gözetilerek farklı bir düzenlemeye tabi tutulmuştur.

Kanunda “cezai sorumluluk” Madde 11’e göre; “Basılmış eserler veya internet haber siteleri yoluyla işlenen suç yayım anında oluşur.” ve “Süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi sorumludur.”

Eser sahibi; yayının düşünsel içeriğini oluşturandır. Yazıyı ya da haberi yazan, çeviren, resmi ya da karikatürü yapan kişidir (Madde 2).

Eski 5680 sayılı Basın Kanunu’ndaki birlikte sorumluk sisteminden vazgeçilmiştir Eser sahibi kim ise........

© Bianet