menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tutuklu İBB yöneticisi Yavuz Saltık: Ben hizmet ettim, suç üretildi

9 0
10.07.2025

Bir gazeteci olarak, meslek hayatım boyunca çoğunlukla haklarından mahrum bırakılan, sesi bastırılan ya da görmezden gelinen insanlarla karşılaştım.

Bürokrasiyle ilişkim ise, doğrusunu söylemek gerekirse, hep mesafeli oldu. Devletin üst kademelerinde yer alanlarla yollarım nadiren kesişti, kesiştiğinde de bu genellikle bir sorun, bir kriz, bir haksızlık vesilesiyle oldu.

Fakat pandemi her şeyi olduğu gibi bunu da değiştirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik sosyal hizmet politikalarını araştırmaya başladığımda, yollarımız dönemin İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık’la kesişti. İlk başta sadece haber takibi için yapılan birkaç telefon görüşmesiydi. Sonra haber amacı ile bir araya geldik.

Karadeniz’in değerlendiren söz açıldı, Karadeniz’in dili, hafızası, ekolojik mücadelesi üzerine konuştuk. Saltık’ı hep kamuda bir görevi olan, işini yapmaya çalışan bir bürokrat olarak tanımlarım.

Bugünlerde Yavuz Saltık, İBB’ye yönelik yürütülen operasyonlar kapsamında tutuklu.

Gözaltı ve tutuklanma sürecini, yöneltilen suçlamaları ve kamudaki bürokratik deneyimini bianet’e anlattı.

Saltık, “İddiaları bırakın kabul etmeyi, komik buluyorum. Bu iddialar beni tanıyan herkes için de son derece gülünç” dedi.

“Bugün her biri birer marka hâline gelen Halk Süt, Yuvamız İstanbul Kreşleri, burs destekleri gibi projelerin hayata geçirilmesinde rol almış bir bürokratım” sözleriyle kamudaki çalışmalarına dikkat çekti.

Şafak baskınıyla gözaltına alındığını aktaran Saltık, tutuklanmasının siyasi bir boyutu olduğunu düşündüğünü de söyledi: “Düşünmüyorum dersem, herhalde akli dengemin yerinde olmadığını düşünürsünüz.”

Cezaevi koşullarına ve infaz koruma memurlarının haklarına da değinen Saltık, “İçeride olmak mı dışarıda kalmak mı daha moral bozucuydu, kestiremiyordum” diyerek süreci ironik bir dille yorumlarken, Ekrem İmamoğlu ile ilgili arkadaşlığı için
“Bu arkadaşlığa bir bedel biçemezler, bunun için bana bir bedel de ödetemezler” diyor.

Hakkınızdaki yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suçlamalara alışkın bir bürokratım. Daha önce de Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı iken, pandemi döneminde ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırdığımız sosyal yardımlar nedeniyle mesnetsiz suçlamalara maruz kalarak yargılanmış ve beraat etmiştim. Dolayısıyla bugün hakkımda ortaya atılan asılsız iddialar, ilk kez karşılaştığım bir durum değil.

Bunlara ek olarak, son günlerde Belediye Kanunu kapsamında muhtarlık hizmetlerinde kullanılmak üzere muhtarlara yapılan bilgisayar, ofis mobilyası gibi ürünlerin rüşvet olarak verildiği ve muhtarların satın alındığına dair, Muhtarlık kurumu için de rencide edici iddiaları yazan yayın organları oldu. Tabi muhtarlarımızın haklı tepkisiyle karşılaşınca, bu asılsız haberleri kısa sürede geri çekmek zorunda kaldılar.

Şimdiki durumla ilgili olarak öncelikle şunu belirteyim: Hakkımda yolsuzluk suçlaması yok. Rüşvet ve suç işlemek amacıyla kurulduğu iddia edilen bir örgüte üye olmak yönünde bir suçlama var. Bırakın suçlamayı kabul etmeyi, iddiaları komik buluyorum. Sadece benim için değil, İBB’de görev alanımı bilen, çalışma koşullarıma tanık olan ve beni tanıyan herkes için de bu iddialar son derece gülünç.

Şöyle açıklayayım: Ben Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanıyım. Görev tanımı itibarıyla, Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı icracı değil; koordinasyon görevi üstlenen bir birim. Yani biz, mahallelerde kaldırım tamiri yapan ya da patlayan su borusunu onaran bir daire değiliz. İstanbul’un 39 ilçesindeki toplam 961 mahalle muhtarının mahallelerine ilişkin sorunlarını, taleplerini alıp, bunları İBB bünyesindeki ilgili birimlere iletir; sonrasında bu taleplerin takibini yaparız. Yani muhtarlarımız aynı sorun için İBB içinde kapı kapı dolaşmak zorunda kalmasın diye, onların takibini üstlenen, süreci hızlandırmaya çalışan bir koordinasyon birimiyiz.

Aynı zamanda muhtarların muhtarlık hizmetlerini daha etkin yürütebilmeleri için destekleyici çalışmalar yürütüyoruz. Rüşvet olarak yansıtılmaya çalışılan ofis malzemesi desteği de bu kapsamda sunulan katkılardan birisi.

Ayrıca, talepler doğrultusunda Muhtarlar Akademisi çatısı altında eğitim ve seminerler düzenliyor, muhtarlıkların fatura ödemelerine destek veriyor, bina bakım-onarımlarıyla fiziksel koşullarını iyileştiriyor, mahallede bir yangın çıktığında muhtarları da muhakkak bilgilendiriyoruz.

Aynı zamanda muhtarların muhtarlık hizmetlerini yürütürken güçlendirilmelerine yönelik çalışmalar da yapıyoruz.

Muhtarlık hizmetlerini yürütebilmeleri amacıyla verdiğimiz ancak belirttiğim üzere bazı haber kaynaklarının rüşvet olarak nitelendirdiği ofis malzemeleri desteğinde bulunmak bunlardan birisi. Aryıca, talepler, öneriler doğrultusunda Muhtarlar Akademisi kapsamında çeşitli eğitimler, seminerler düzenlemek, talepleri doğrultusunda muhtarlıklarımızın faturalarını ödemek, binalarının bakım-onarım çalışmalarını yaparak fiziksel koşullarını iyileştirmek, mahallede bir yangın çıktığında muhtarı da mutlaka bilgilendirmek gibi örnekleri de verebilirim.

Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı görevine atandığım günden beri İstanbul’un bütün muhtarlarıyla, hiçbir ayrım gözetmeksizin yakın iletişim kurup mahalle ve mahallelinin taleplerine çözüm geliştirme gayreti içinde oldum.

Gözaltı ve tutuklama süreciniz nasıl ilerledi? Sizinle birlikte başka kişilere de yöneltilen suçlamalar hakkında bilginiz var mı?

Ben soruşturmanın 4. Dalgası'nda gözaltına alındım. İşin doğrusu, arkadaşlarım birer birer alınırken, hiçbir arkadaşımla telefonla dahi iletişim kuramıyorken, dışarıda kalmak mı daha moral bozucuydu yoksa içeride olmak mı, kestiremiyordum........

© Bianet