menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KRT'de “alın teri” mücadelesi: Gazetecilerin bayramı adalet nöbetinde geçti

21 1
11.06.2025

Bayram sabahı, kimileri sevdiklerinin elini öpmeye giderken, onlar maaşlarını alabilmek için kanal binasında nöbet tuttu.

Evine ekmek götüremeyen, kirayı kredi kartından çeken, üç aydır yemek kartı yatmayan basın emekçileri, "Biz bu işi yapmayacaksak başkalarının hakkını savunurken sesini duyururken kendi sesimizi duyurmazsak kim yapacak?" diyerek KRT binasında adalet nöbetine başladı.

Sosyal medyada paylaşılan bir videoyla başlayan bu direniş, kısa sürede binlerce kişinin desteğini aldı. “Maaş konusunda kandırıldık” diyen gazetecilerin sesi önce kameralardan duyuldu, şimdi ise İstanbul Maslak2taki KRT binasının önünden yükseliyor.

KRT çalışanları, iki aydır maaşlarını, üç aydır ise yemek kartı ödemelerini alamıyor. Çalışanlar yalnızca haklarını talep ettikleri için baskıya uğruyor, susturulmaya çalışılıyor. Ancak bu kez susmadılar. Bayramın üçüncü günü, İstanbul Maslak’taki KRT ofisi, yalnızca bir televizyon binası değil, bir direniş alanıydı.

Siyasetçiler, gazeteciler, sendikalar, yurttaşlar dayanışma için KRT’nin önüne aktı. KRT çaycısından rejisine, editöründen muhabirine herkesin ortak talebi aynı: Hakkımızı verin.

Kanalın çay servisini yapan Elif Doğan, “5 yıldır buradayım. İki aydır maaş alamıyorum. İki çocuğum var, perişanız. Onlara kalsa işi bırak... Ama biz arkadaşlarla bu yola baş koyduk” diyor.

Rejide görev yapan Hilal Öncel’in sesi titriyor:
“Yayını düzgün çıksın diye hep çabaladık. Ev kiramı kredi kartından çekerek ödüyorum. Faiz üzerine faiz biniyor. Ama biz inandık, sabrettik, çalıştık. Bugün paramız yokken bile kredi çekip işe geldik. Sadece hakkımızı istiyoruz.”

bianet'e konuşan Sosyal medya editörü Dilara Yüksek, yaşadıkları krizin yalnızca KRT ile sınırlı olmadığını vurguluyor:
“Biz buradaysak, tüm medya emekçileri için buradayız. Bu mücadele sadece maaş için değil, bu işin onuru, bağımsızlığı, itibarı için.”

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Sözcüsü Sosyalist kadınlardan Özge Akman, bayramın dayanışma hali olduğunu söylüyor:
“Bugün burada olmak, bayramı bizim için daha anlamlı kıldı. Çünkü bu direniş hepimizin. Basın emekçileri, toplumun sesi oldu hep. Bugün onların sesini duyurma sırası bizde.”

Toplumsal Özgürlük Partisi’nden Juliana Gözen’in sözleri mücadeleyi özetliyor:
“Bugün ekmek ve onur mücadelesi verenler burada. Üç kuruşluk yemek haklarını alamayanlar direniyor. Onların bu haklı duruşu, sadece bir kanalı değil, tüm medya düzenini sorgulatıyor.”

KRT'deki bu kriz yeni değil. 2023 sonbaharında kanalın el değiştirmesiyle başlayan süreç, çalışanlar için bir kabusa dönüştü. Yayın çizgisi değişti, huzursuzluk arttı, maaşlar düzensizleşti. Sonunda hiç ödenmemeye başladı. Enflasyonun ezdiği çalışanlar, iki aydır maaş alamıyor. Üç aydır yemek kartları da yatmıyor.

Çalışanların açıklamasına göre, Patron Fırat Bozfırat, ne çalışanlarla doğrudan muhatap oluyor, ne verdiği sözleri tutuyor. 4 Haziran'da yapılacağı söylenen ödeme yine gerçekleşmedi. Üstelik çalışanlara bayram için "ikramiye" sözü verilmişti ama o da yalan oldu. 27 Haziran’a gün verildi ama bu da sözlü kaldı, yazılı taahhüt verilmedi.

DİSK Basın-İş Sendikası ve diğer emek örgütleri çalışanların yanında. “Sendikalardan kaçmayın, işçiden kaçmayın” diyen DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, bir kez daha çağrı yaptı:
“Masaya oturun. Bu insanların alın terini ödeyin. Biz düşman değiliz, çözüm için buradayız.”

DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi İzel Sezer, KRT çalışanlarının yaşadığı hak gaspına karşı yapılan dayanışma eyleminde bianet'e konuştu. Şöyle dedi:

“Arkadaşlarımız üç aydır maaş alamıyor. Yemek yiyemiyorlar, hayatlarını sürdüremiyorlar. Patronun zengin olduğunu biliyoruz. Medya patronu olmak, yalnızca yayın politikalarına yön vermek değildir, medya patronluğu, çalışanın hakkını vermeyi de gerektirir.”

KRT’nin muhalif olarak bilinen bir kanal olduğuna dikkat çeken Sezer, “Bu kanal muhalif geçiniyor ama işçilerin durumu ortada. Kimse arkadaşlarımıza ‘Aç mısın? Çocuğuna bayramlık alabildin mi?’ diye sormadı” dedi.

İkramiye adı altında verilen sözlerin de tutulmadığını vurgulayan Sezer, “10 bin TL gibi bir ikramiye sözü verdiler ama bu da maaş değil. Üstelik bunu bir lütuf gibi sunuyorlar. Oysa arkadaşlarımız sadece maaşlarını istiyor” diye konuştu.

Sendikanın KRT'de örgütlü olduğunu hatırlatan Sezer, son olarak şunları söyledi:

“Arkadaşlarımız ne istiyorsa biz onu yapacağız. İşçilerin iradesi bizim irademizdir. Direniş devam edecek, biz onların arkasında değil, tam yanındayız.”

bianet'e konuşan çalışanlar, "Gazetecilik sadece haber üretmek değildir, kamu yararını gözetmek, toplumun sesi olmaktır. KRT emekçilerinin mücadelesi, bu sesi ayakta tutma mücadelesidir. Editoryal bağımsızlığın yok sayıldığı, düşük ücretlerin normalleştirildiği bu sistemde artık "yeter"........

© Bianet