menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Benim şansım bianet’ti

17 0
02.08.2025

Bianet’de öğrendiğim ilk derslerden biri “yazmak için önce okumalı, senden öncekiler ne yapmış bilmelisin” oldu. Bu öğüde uyarak diğer stajyerlerin yazılarına bir kez daha göz gezdirdim. Pek çoğu ilk günle başlıyordu, ben de öyle yapacağım.

bianet’teki ilk sabahımda, stajyerlerin rahatça soru sorması ve destek istemesi dikkatimi çekmişti. "Bir iş yerinde insan nasıl bu kadar rahat olabilir?" diye düşünmüştüm. Bugün ofisteki son günüm ve anlıyorum ki bianet’in çalışma ortamı, kurumsal kimlikten uzak, samimi bir çalışma alanı sunuyor. Uzun zaman önce yolu bianet’ten geçmiş bir diğer stajyer Pınar Ağabey’in yazısına katılıyorum; burası "Tadında bir rahatlık ortamı." O ilk günkü çekingen ve stresli halimi, neşeli ve sakin bir hal aldı benim de zamanla, rahat rahat her şeyi sorar oldum. Bu da stajda öğrendiğim pek çok şeyden bir diğeri: "Cevabını alamadıysan tekrar sormaktan asla çekinme." "Hala oldu bu iş" diyemesem de burada ilk yazdığım ve son yazdığım haber arasındaki farkları görmek beni çok mutlu ediyor.

bianet, alternatif medya platformları arasında düzenli takip ettiğim adreslerden biriydi. Ancak yollarımız gerçek anlamda üniversitedeki 'Medya’da Özgürlükler ve Haklar' dersinde kesişti. Dersi yürüten hocamız ve aynı zamanda bianet Araştırma Koordinatörü Sinem Aydınlı sayesinde... Ders öyle ilgi çekiciydi ki benim için "Acaba bu işi mi yapmalıyım sahiden" sorusunu bir kez daha sordum kendime. Hocamız, "İsterseniz bianet’in sitesine bir göz atın, stajyer alıyorlar şu an" dediğinde sevincim ve heyecanım dün gibi aklımda. Hocamızın bianet İngilizce haber editörü Volga Kuşçuoğlu’nu derse konuk etmesi de ilham verici başka bir kırılma noktasıydı. Belki de kesin başvurmaya o gün karar verdim.

Daha ilk gün, ilk haber toplantısında zaten toplantıya dahil olabilmek başlı başına bir deneyim değilmiş gibi bir de "Sen ne düşünüyorsun, ne yazmak istersin?" diye sorulunca daha da heyecanlandım. Aslında bu soruyu beklesem de henüz bir haber önerim yoktu. "Olsun bulursun" dediler. Bu iyi tutum beni haber bulma ve yazma konusunda daha da heveslendirdi diyebilirim. Benden istenen yalnızca üretim değil, aynı zamanda stajda işi öğrenmem ve fayda sağlamamdı. Bu yönüyle bianet’in diğer staj programlarından ayrıştığını düşünüyorum.

Çünkü maalesef bir stajı, 'staj' kavramından uzaklaşmadan yapabilmek 2025 yılı itibariyle neredeyse ayrıcalık. Bu yüzden bianet’in kapılarını her ay yeni bir stajyere açması büyük bir olanak. Hem bu sebepten hem de doğruluğuna inanmadığımız bir şeyi yazmak, ana akımın dilini kullanma dayatmasına maruz kalmadan habercilik yapmaya olanak sağladığı için IPS İletişim Vakfı’na ve mensuplarına bir kez daha bu fırsat için teşekkür ederim.

Stajım boyunca birçok dava süreci ve tutuklanma haberi duydum. Balkan ülkeleriyle yürütülen 'Our Media' projesine dair kayıtları dinleme fırsatım da oldu. Bu kayıtlar arasında 'işsiz gazeteci' ve sektörün önde gelen isimlerinin 'medyanın özgürlüğü' üzerine yaptıkları yorumlar vardı. Tüm bunlar, mesleğin gidişatı üzerine derin düşüncelere dalmama yol açsa da haber yazdıktan sonra yaşadığım duygusal tatmin ve ferahlık tarif edilemez benim için. Biz daima doğru bildiğimizi yapacak, hakikati insanlara ulaştıracağız. "Gazetecilik suç değildir…"

bianet stajının bana kattığı en güzel şeylerden biri de sevgili staj arkadaşım Lara Ölçer’di. Paylaştığımız tüm anılar için teşekkür ederim. Seninle her öğle tatili Çukurcuma sokaklarında kaybolmak ve kelimenin tam anlamıyla 'her şey'den söz edebilmek çok güzeldi. Genç yaşında başladığın kariyer yolculuğunda başarılarının katlanarak artmasını dilerim.

Editoryal ekipten başta haber yazmadaki titizliği ve güzel karakteriyle kendime örnek aldığım editör Hikmet Adal, daima deneyimlerini paylaşarak geleceğe dair tavsiyelerini esirgemeyen Murat İnceoğlu, yapıcı tavsiyeleri ve samimi iletişimi ile Vecih Cuzdan, yazdığım pek çok şeye editörlük yaparak bana hak odaklı haber dilini öğreten Tuğçe Yılmaz, ilk haberime de vesile olan Evrim Kepenek, bildiklerini paylaşmaya ve destek olmaya her an hazır sosyal medya editörü güzel kalpli Evrim Gündüz başta olmak üzere, bianet’e perde önünde ve arkasında da güç veren tüm emekçilere ve okurlara çok teşekkür ederim.

(ESU/AB)

Türkiye'de yapılan araştırmaya göre her evde günün ortalama 6 saat 22 dakikası televizyon başında geçiyor. Bu veri Televizyon İzleme Araştırmaları (TİAK) tarafından yapılan araştırma ait. Kişi başına düşen televizyon izleme süresi ise 3 saat 44 dakika. Şimdi hemen "Ben televizyon izlemiyorum" diyebilirsiniz. O zaman demek ki birileri bu süreden çok daha fazlasını izliyordur.

Yine TİAK tarafından yapılan araştırmaya göre, 2023 yılının en çok izlenen programı Yalı Çapkını oldu. 6 Ocak 2023 tarihinde ekranlara gelen 16. bölümünde dizi 14,77 rating oranına ulaşmış. Yani televizyonu olan her 100 kişiden 15'i diziyi izlemiş. Medya uzun süredir, dünyanın dört bir köşesinde yürütülen toplum mühendisliği açısından en önemli aparat durumunda. Diziler sayesinde dünyanın birçok noktasından binlerce insana ulaşabiliyorsunuz. Hatırlayın o yıllarca süren Brezilya dizilerini, zaten hepimiz Hollywood filmlerini izleyerek büyümedik mi?

Diziler ve filmler kendi toplumuna mesaj veriyor genel olarak. Ama sadece hayat bulduğu toplum ile sınırlı kalmıyor gücü, ülkelerin sınırını kolaylıkla aşabiliyor. Yakışıklı erkekler, güzel kadınlar sayesinde çekilen bir film kısa sürede bir mekanın popüler hale gelmesini, örnek teşkil etmesini sağlayabiliyor. Güçlü görünmek için birileri Rambo filmleri çekerken bir başkası "Biz de size karşı boş değiliz" babında Kurtlar Vadisi serisi çekiyor. Dizileri, filmler, klipleri hafife almamak gerekiyor. ABD'nin yoksul Küba halkında sisteme karşı hoşnutsuzluk yaratmak için, her türlü lüksün gözler önüne........

© Bianet