menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ümit Efe: İşkence yöntemleri değişti ama zihniyet aynı kaldı

10 1
27.06.2025

Eski Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü, nam-ı diğer "Birinci Şube" geçen sene yıkıldı. Ancak hafızalara işkence ve kaybetme mekânı olarak hala ayakta. Hayrettin Eren, Süleyman Cihan, Nurettin Yedigöl, Maksut Tepeli, Cüneyt Aydınlar... Gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan isimlerden birkaçı. En son burada görüldüler, yakınları defalarca bu binada onları sordu ama bir yanıt alamadılar. Yine de yıllardır aramaktan, sormaktan vazgeçmediler.

Avukatları, aileleri, en yakınları gözbağıyla girdikleri bu binada onların sesini duymuştu, bugün o çığlıklar hala kulaklarında… 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü programı kapsamında bu binanın önünden seslenen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, “İstedikleri kadar toprağa karıştırsınlar, hala onların çığlıklarını duyuyorum” diyor.

Nurettin Yedigöl, bu binanın duvarlarında kaybedildi. Kendisi de 90 gün burada işkence gören Ümit Efe, onu son görenler arasında. Birlikte gözaltına alındığı arkadaşı Yedigöl'ün gece gündüz devam eden, çok ağır, sistematik ve fiili işkence gördüğünü biliyor. Üç günlük '26 Haziran' etkinlikleri sırasında o günleri ve işkencenin bugününü bianet'e anlatan Ümit Efe, "12 Eylül işkencehanelerini bizzat yaşadık, tanığıyız" diyor, yaşadıkları unutulmasın istiyor.

Ümit Üç günlük '26 Haziran' etkinlikleri sırasında

Yakın zamanda (4 Haziran) toprağa verdiği eşi Ali Salim Bayar da aynı ‘işkencehanede’ ağır işkenceler gördü, bedeninde oluşan onulmaz yaralarla yaşadı. Bu nedenle bugün bu binanın önünde olmamız tesadüfi değil diyor Ümit Efe:

“Bugün yıkılıyor görüntüleri paylaşılıyor. Ben 90 gün orada Filistin askısından tutunda ters-düz askı, tekerlek, elektrik her türlü işkenceyi burada yaşadım. Onlarca muhalif, devrimci, sendikacı, STK temsilcisi, yüzlerce insan oradan geçti. Gözbağıyla girip gözbağıyla çıkıyorduk ama o çığlıkların ve yaşananların tanığıyız.”

Ümit Efe, hem bizzat işkencenin hedefi oldu hem de insanların ‘Birinci Şube’ye girip çıkamadığının, çıkanların ise aldığı ciddi yaraların yakından tanığı. Yıllarca sürdürdüğü insan hakları mücadelesinde, yaşadıkları işkencenin unutulmaması, geçmiş acılarla yüzleşilmesini önemsiyor. Demokratikleşme adımlarının konuşulduğu bu günlerde iktidarın geçmişte açılmış yaraları tanımasını önemli biradım olarak görüyor.

İstanbul Şubesi temsilciliğini yürüttüğü Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) başta olmak üzere pek çok insan hakları savunucusu yıllardır, temsili olarak bu binanın bir utanç müzesine dönüşmesini talep ediyor. Hala devam eden işkencenin son bulması ve işkence karşıtı mücadelenin sonraki kuşaklara aktarılması açısından bu adım simgesel olsa da önemli.

İşkence suçu bugün de işlenmeye devam ediyor ancak şikâyetlerden çok azı kabul edildiği için verilere yansımıyor. Bu suça ilişkin hiçbir resmi veri paylaşılmıyorken TİHV ve İHD kendilerine yapılan başvurulardan raporlama da yapıyor:

"Mutlak yasak bir ilke olmasına rağmen işkence, her zaman muhalifler üzerine bir politika olarak uygulanmış. İşkence uygulanması yanı sıra işkenceciler de........

© Bianet