Avrupa Konseyi, Berkin Elvan dahil 'orantısız polis şiddeti'ni inceleyen dava grubunu kapattı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ihlal kararlarına uyulup uyulmadığını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AK-BK) Türkiye’nin 'yaşam hakkı' ve 'işkence yasağı'nı ihlal ettiğine yönelik kararları içeren 'Batı ve Diğerleri' dava grubunu kapattı.
Bakanlar Komitesi, bu kararı "devlet görevlilerinin eylemlerine ilişkin soruşturma ve ceza yargılamalarının etkisizliği ile ilgili uzun süredir devam eden sorunları ele almak için kabul edilen bir dizi genel önlem sayesinde elde edilen önemli gelişmeleri ve ilerlemeleri dikkate alarak" aldığını bildirdi.
AİHM'nin sistematik ve yapısal sorunların devam ettiği yönündeki kararlarına rağmen grubu kapatan Komite, gerekçesinde özetle şunları öne sürdü:
Söz konusu dava grubu, yakalama ya da gözaltı sırasında veya barışçıl gösterilere müdahale sırasında yaşamlarını kaybetmiş veya işkence ve diğer kötü muameleye maruz bırakılmış kişilerin başvurularından oluşuyor. Gruba daha sonra, Berkin Elvan’ın kolluk görevlileri tarafından öldürülmesine ilişkin AİHM’nin usul yönünden "yaşam hakkı" ihlali verdiği 'Elvan/Türkiye' kararı da eklenmişti. Hem 'Batı ve Diğerleri' hem de 'Elvan' kararları, devlet görevlilerinin aleyhine öldürme ile işkence ve diğer kötü muamele vakalarında sistematik bir cezasızlık olduğuna işaret etmişti.
Türkiye, Batı ve Diğerleri grubuna yıllardır, Elvan grubuna ise son birkaç yıldır sunduğu "faaliyet planı" ve "faaliyet raporlarında" sistematik sorunları çözdüğünü iddia etti. Ancak bu bildirimlerde somut kanıt ya da veriler yer almadı.
Yetkililer, en son 11 Temmuz 2025 tarihinde Bakanlar Komitesi’ne sunduğu son "faaliyet raporu"nda ceza hukuku ve idare alanındaki reformlara, "işkenceye karşı sıfır tolerans" politikasına ve kolluk kuvvetleri için yürütülen eğitim programlarına atıf yaparak soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde bağımsızlık ve etkinliğin sağlandığını ileri sürdü.
Hapishanelerde ve diğer alıkoyma mekânlarında sağlık, denetim ve kamera sistemleri gibi önlemlerle işkence ve diğer kötü muamelenin önüne geçildiği iddia edilse de bu iddiayı destekleyecek somut bir veri sunulmadı.
Türkiye’nin 'yaşam hakkı' ve 'işkence yasağı'nı ihlal ettiğine ilişkin kararları barındıran dava grubunun incelenmesine son verilmesi birçok yönden risk barındırıyor.
Komite kararında, BM İşkenceye Karşı Komite’nin Türkiye önerilerini gündemine almadı. Hak örgütlerinin, 19 Mart ve sonrası süreçte çok farklı kentlerde gözaltı sürelerinin keyfi bir şekilde uzatıldığı, avukata erişim kısıtlamasının rutin bir uygulamaya dönüştürüldüğü ve daha bir çok ihlal ve işkence bildirimlerini de dikkate almadı.
Kapatılan 'Batı ve Diğerleri' dava grubu, Türkiye'de 1994 ile 2013 yılları arasında polis ve güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen öldürme, işkence, kötü muamele ve aşırı güç kullanımıyla ilgili davaları içeriyordu. İncelemeler tutuklama, gözaltı, sorgulamalar ve barışçıl gösterilerin dağıtılması sırasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşme'nin (AİHS) 2. ve 3. maddeleri olan yaşam hakkı ve işkence yasağını kapsıyordu.
AİHM'nin Türkiye aleyhine işkence yasağının sistematik şekilde ihlal edildiğine dair yüzlerce kararı mevcut. Bu kararları denetleyen Bakanlar Komitesi, sistematik sorunlara işaret eden kararları 'öncü karar' olarak nitelendiriyor. Bu kararlara ilişkin 'genel tedbirler' alınmasını istiyor.
Komite’nin önüne Türkiye’nin AİHS’i çeşitli yönlerden ihlal ettiğine kanaat getirilen toplamda 900 'öncü' ve 6778 'tekrarlayan' karar bulunuyor. Bu karaların bazıları sonlandırılsa da Türkiye’nin sistematik sorunları çözmeye yönelik gerekli adımları atması........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d